Gelmiş geçmişler, şekil şartlarına uydu. Dışa karşı zevahiri kurtarmaya baktılar hep. Yemin lafta…
Bu şekle göre, ilk kez Tayyip Erdoğan’la bozuldu tarafsızlık yemini. İlk kez o, zevahir mevahir takmadan içeride neyse dışarıda da o. AK Partililerle Saray’da kapalı kapılar ardında buluşsa tarafsızlığı gitmeyecek, Anayasa çiğnenmeyecek halbuki… Fakat o tutup bir de resim çektirdi, bir de bunu dışarıya servis ettirdi… Bir de doğrudan halkoyuyla seçildi ki geçmiş örneklere nazaran yine bir ilk, hangisi böyleydi?…
Başka her yönden eleştirilse bile en azından bir konuda hakkı teslim edilmeli. ‘Miş gibi’ tiyatrosu yapmadı, tarafsızmış gibi’… “Başkanlığa geçelim, olmazsa yarı başkanlık yapalım, o da olmazsa bari partili cumhurbaşkanlığı olsun, mevcut düzen dürüstlüğe dayanmıyor, riyakârlığa zorluyor” diye yıllardır bağırdı…
Sesini her yükselttiğinde haksız olsa bile bakın bunda yerden göğe haklıydı. Tarafsızlık, bir büyük yalan. Olmayan bir şeyi kaybedemezsin. Erdoğan ne yapsaydı, bu yalanı sürdürse miydi? Bu ikiyüzlülük, bu sahtekârlık düzenini?