Okura not:
Günün 11’i, Türkiye medyasındaki görüş ve yorum çeşitliliğini yansıtmak amacıyla hazırlanmaktadır. Aşağıda özetini bulacağınız yazıya yer vermemiz, içeriğini onayladığımız ve/veya desteklediğimiz anlamına gelmez.
2024’ü, ‘güzel gidiş bu gidiş’ temennileriyle karşılamıştım. Hani şu meşhur dörtlükle:
“Hasan Dağı arpalıktır, eğer saban yürürse/ Her dereye bir değirmen, eğer suyu gelirse/ Her kümesten bir tavuk, eğer köylü verirse/ Güzel gidiş bu gidiş, eğer sonu gelirse.”
Ama Emekliler Yılı’nın içi ne kadar doldurulduysa, Türkiye Yüzyılı’nın arkası ne kadar iyi geldiyse geçen yıldan beklentilerin sonu da o kadar geldi.
2025’e de aynı dileklerle giriyorum. Güzel gidiş bu gidiş. Umarım sonu gelir. Bir şey söylemek için hâlâ çok erken.
DEM’liler, halkların kardeşliği ve barış için iktidar, muhalefet ayırmadan Türk, Kürt herkesten taşın altına elini koymasını istiyor.
Sorun şu ki, henüz altına el sokulacak taş yok ortada. Hele bir getirilsin ortaya, bekleyişi var.
Ne olduğunu bilmeden desteklemeyecek, içi boş havuza atlamayacak, dereyi görmeden paçayı sıyırmayacak kadar hayâl kırıklığı yaşadık.
Yeni yıla umutla umutsuzluk arasında, bir belirsizlik şalı altında giriyoruz.