Güya yönetenlere, kıyak maaşlılara, ballı ihalecilere, lüks ve şatafat savurganlığı içinde yüzenlere bunlar niye söylenmiyordu? Dinin onlara da bir emri yok muydu?
Fakat nafile. Suret-i haktan görünen bu din karşıtı fitneye, evvelallah pabuç bırakmadı Diyanet.
Üstüne, dünkü cuma hutbesinde enflasyonla mücadeleye de katılmış oldu.
Tam da Cumhurbaşkanı Erdoğan, sebepleri değil etiketlerdeki sonuçları düzelterek enflasyonu ve pahalılığı düşürmeyi vaat etmişti ki…Diyanet, hızır gibi yetişti.
“Allah’a ve ahiret gününe inanan bir mümin, fahiş fiyatlarla insanları mağdur etmez, alışverişte fiyatları kızıştırmaz” vaazıyla mücadelede yerini aldı.
“Yüce dinimiz İslam, helal ve meşru yollarla kazanç temin etmemizi emreder” hükmü de esnafa, tüccara hatırlatıldı.
Demek ki spor yorumuna TRT’den aylık 710 bin lira maaş fahiş değil, helalühoş.
Dinen sakınca görülse, önünden değil halkın kesesinden yiyenlere de helal kazanç emri hatırlatılırdı.