Akademisyen yazar Mehmet Altan, yerel mahkemenin anayasal suç işlediğini öne sürdü.
‘FETÖ’nün medya yapılanması’ olarak adlandırılan davada 16 Şubat’ta karar açıklanmıştı. Mahkeme, Mehmet Altan ve Ahmet kardeşler ile Ilıcak’a ‘anayasayı ihlal’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilmişti. Avukatların karara itiraz sonrası dosya istinafa gitmişti.
Kartal’daki İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2’nci Ceza Dairesi’nde görülen davanın bugün ilk duruşması yapıldı.
Ahmet Altan Silivri, yazar Nazlı Ilıcak da Bakırköy’deki cezaevinden duruşmaya götürüldü.
Duruşmada savunma yapan tutuksuz sanık Mehmet Altan, İstanbul 26’ncı Ağır Ceza Mahkemesi’nin hakkındaki Anayasa Mahkemesi (AYM) kararına rağmen tahliye kararı vermediğini dile getirdi.
AYM, Altan’ın tutukluluğuna ilişkin hak ihlali kararı vererek tahliyenin önünü açmıştı ancak yazarın tahliye talebi reddedilmişti. Akademisyen, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nin kararıyla cezaevinden çıkmıştı.
Savunmasının devamında mahkemenin ‘anayasal suç’ işlediğini öne süren Altan, kararı hukuksal saymanın mümkün olmadığını dile getirdi.
Akademisyen, şöyle devam etti: “Bu suçu işleyebilen bir mahkemenin verdiği hüküm ne kadar ciddiye alınabilir? AYM dosyanın son haline bakarak üç ihlal buldu. Bu mahkemeye göre yazarak ve konuşarak idamlık manevi eylem suçu işlemişim.”
Savcıya eleştiri
Türk hukukunda ‘manevi cebir’ olmadığını, Yassıada mahkemelerinde olduğunu aktaran Altan, “Manevî cebir kavramı Avrupa’da faşizmin, Türkiye’de 27 Mayıs darbesinin ürünüdür. Tedavülden kalkmıştır. TCK 309’uncu maddedeki şiddet-cebir unsurunu anlamayan, yazı ve konuşmayı şiddet ve cebir sayan bir mahkemeyle karşı karşıyayız” diye konuştu.
Altan şöyle devam etti: “Şayet Anayasa’nın 38’inci ve TCK’nın 2’nci maddeleri halen yürürlükteyse bu iddianamede delil sayılan hiçbir şey delil değildir. Beni tutuklayan yargıç, savcının ‘sübliminal mesaj’ verdiğimi iddia ederken ‘sübliminal’ kelimesini bilmediğini söyledi. Suçsuz insanları suçlu gibi göstermek isteyen, insanları boş yere hapishanede yatıran utandırıcı bir gelenek var. AYM ve AİHM bu dosyanın son haline bakarak hiçbir suç işlemediğimi karara bağladı. Gözaltına bile alınamayacağıma hükmetti.”