Davutoğlu açıkça şunu söyledi: “Cumhurbaşkanı iyi ama çevresi kötü aldatmacasının daha fazla savunulacak hali kalmamıştır. Türkiye’deki adaletsizliğin, hukuksuzluğun, yasakçılığın, baskının, kötü yönetimin sorumlusu bizatihi Erdoğan’dır; çünkü çevresini bu odaklarla dokuyan da bizzat kendisidir.”
Davutoğlu’nun bu sözleri Ruşen Çakır tarafından Ali Babacan’a soruldu. Babacan cevaben “Şahıslarla bizim derdimiz yok. Hesaplaşmamız yok. Rövanş peşinde değiliz. Hedefimiz ne AK Parti’dir, ne Sayın Cumhurbaşkanıdır. Bizim derdimiz Türkiye’nin geleceğidir” dedi. Babacan’ın cevabında, “Sözümüzün toplumun her kesimine ulaşmasını istiyoruz” gibi bir cümle de vardı.
Ben Babacan’ın bu son cümlesini partinin daha önce de iade edilen ‘hedef kitle olarak toplumun her kesimiyle iletişim’ yaklaşımı ile bağlantılı olarak okuyorum.
Eleştiri yok mu Babacan’da, tabii ki var, eleştiri olmadan farklı siyasi yapı kurulur mu? Eleştiri var, çok, ama sanki ‘polemikten kaçınma’ da var. Belki bu da ‘insan karakteri’ ile bağlantılı bir şey. Hani kimse Babacan’dan polemik beklemiyor, dense yanlış olmaz.
Yukardaki sözler, belli ki ‘Babacan’dan Davutoğlu üslubuna bir rezerv’dir.
Davutoğlu’nun tercih ettiği söylem de bir stratejinin ürünü olmalıdır. ‘Düşük profilli eleştirinin kesmediği toplum kesimlerine ulaşmak’ da bir yaklaşımdır. Belki başka sebepler…