Okura not:
Günün 11’i, Türkiye medyasındaki görüş ve yorum çeşitliliğini yansıtmak amacıyla hazırlanmaktadır. Aşağıda özetini bulacağınız yazıya yer vermemiz, içeriğini onayladığımız ve/veya desteklediğimiz anlamına gelmez.
Çok partili hayata geçeli 75 yıl oldu.
Bu süreye iki açık darbe, bir muhtıra, bir post modern darbe, bir darbe girişimi sığdı.
Bunlar demokrasinin açık yıkım girişimi idi.
…
75 yıl sonra bugün….
Açık, örtülü darbelerden, hukuksuzluklardan ders alınabilecek bir süre geçtikten sonra bugün…
‘İslâm eksenli’ mi, ‘muhafazakâr demokrat’ mı, ya da yeni tanımlamayla ‘otokrat’ mı, ne diyeceğimi bilemediğim bir siyasi kadronun 23’üncü iktidar yılını yaşıyoruz.
Evet, epeyce bir badireyi atlattılar ve bugün iktidarlarının gücü nerede ise tartışılmaz halde.
Ne yapıyorlar?
Bunca yılın yaralı demokrasisini tedavi yolunda adımlar mı atıyorlar?
Evet, bir ‘Özgürlükçü, sivil anayasa arayışı’ndan söz ediliyor ama, uygulamalar, ruhlarının hiç de o iklimde cevelân etmediğinin örnekleriyle dolu.
Bir süredir çok uzun dünlerin ‘sakıncalı piyadesi’ olan Kürt siyasetine – hareketine yönelik sıcak duruşlar sergileniyor. Uzun yılların “Teröristbaşı, bebek katili, PKK’nın kurucu önderine dönüştü” dersem o alanda ne olduğunu anlarsınız. Varsın olsun, nerede bir ‘normalleşme’ gerçekleşirse, o, Türkiye demokrasisi için ileri bir adımdır.
Ancak 2019 Mart’ından bu yana bir başka alanda bazı şeyler oluyor ki, orada olanlar, geçmişin ‘mağdurları’nı tanınmaz hale getiriyor, hatta klasik ‘demokrasi kırılganlığı’nın şampiyonuna dönüştürüyor.
2019 Mart’ı… İstanbul’da seçimi İmamoğlu’nun 13 bin oyla kazandığı tarih… Diğer ifadeyle Ak Parti adayının, işin gerçeği ise Tayyip Erdoğan’ın kaybettiği tarih… Evet Erdoğan kendisi girmedi seçime, ama meydan meydan dolaştı, seçimi almak istedi, çok istedi ama alamadı. ‘Yenilgi’yi kendisine yazdığını anlamak zor değil.
Seçimin başkanlık kısmı iptal edildi, 23 Haziran’da ikinci seçim, bu defa İmamoğlu 800 bin oyla kazandı. Yani Erdoğan’ın ‘kaybediş’i daha da büyüdü.
Böyle bir sonucun “İstanbul benim aşkım” diyen bir insanda bütün kimyaları etkileyeceği açık.