Esed, Şii olduğu için değil, ‘katil’ olduğu için katildir.
Esed’in zulmünden kaçanlara ülke olarak kucak açtık.
Halepçe katliamından sonra da Sünni Saddam’ın zulmünden kaçanlara kucak açmıştık.
Mazluma kimliğini, mezhebini, aidiyetini sormadık, sormayız, sormamalıyız.
İzlenecek yolu Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan işaret etmişti: “Bizim Şiilik ve Sünnilik diye bir dinimiz yoktur. Dinimiz İslam’dır, kıblemiz bellidir.”
Mezhep üzerinden Irak’ı ve Suriye’yi bölen müstevliler, ülkemizde de aynı fay hatlarını harekete geçirmeye çalıştılar.
Bodoslamadan gitmeyelim.
Biraz dikkatli olalım.
Soçi’de biz kaybetmedik. Bölgede ‘terör devletçikleri’ kurmaya çalışanlar kaybetti. Daha doğrusu Soçi mutabakatı, onlara kaybettirecek süreci başlattı.