Bütün otoriter rejimler, otokrasiler, medyanın hükümdarın/iktidarın iki dudağının arasına bakmasına, rahatsız edecek, zor duruma düşürecek haberler yayımlamamasına hayati önem atfederler.
Bir kuruluşun bunu ihlal etmesi, hükümdara sadakat ilkesini çiğnemesi, düşman pozisyonuna geçmesi olarak tanımlanır. Bu nedenle bu hainlere veya ajanlara karşı, düşman ceza hukuku uygulanmasının doğal ve gerekli olduğu addedilir.
Bugün sadece Cumhuriyet gazetesi çalışanlarına karşı değil, Evrensel, dihaber, Özgür Gündem ve daha birçok yerel veya ulusal medya kuruluşuna, insan hakları savunucularına karşı düşman ceza hukuku uygulanıyor.
Bunu desteklemek için, söz, kitap, eleştiri, haber terör eyleminin silahları olarak tanımlanıyor. Gülen cemaatiyle cicim aylarını yaşarken kitabın bombadan daha tehlikeli olabileceğini iddia eden zihniyet bugün aynısını söylemeye devam ediyor.