Siyasette elbette riske girilir ama bu koşullarda zar atılmaz. Hele böyle bir ortamda zar atarcasına oyun oynanmaz. Ya da oynanır ama o zaman ‘herşeyi kaybetme’nin aslında göründüğü kadar önemli bir kayıp olmayacağının inandırıcı gerekçeleri ortaya konur.
HDP, ne kadar oyunu arttırmış da olsa, AKP lideri tarafından ‘seçim kaybetmiş’ parti damgası yiyip, Kürt sorununda muhatap olma kapasitesini büyük ölçüde kaybettiğinde, Kürt siyasal hareketi resmi muhatap olarak Demokratik Toplum Kongresi’ni mi AKP hükümetine kabul ettirmeye çalışacaktır?
HDP bu durumda boş bırakacağı 30 civarında milletvekilinin takriben 25’inin AKP’ye gitmesinin sonuçlarını, Diyarbakır’ın AKP ve Hüda-Par milletvekilleriyle Meclis’te temsil edilir olmasını göğüsleyebilecek midir?
HDP’nin Türkiye partisi olma iddiasını sürdürmesi nasıl mümkün olacaktır?
Meclis’e girememenin telafisi Türkiye Kürdistanına çekilmek ve salt Kürdistani siyasal mücadeleyi mi öne çıkarmaktır?