Metin Akpınar’ın sözlerinin ilk bölümünde demokrasi çağrısı var. Sorunlardan kurtuluş adresi olarak demokrasiyi gösteriyor Metin Akpınar. Güzel, gayet güzel… Sorun yok.
“Demokrasi olmazsa faşizm olur” diyor Metin Akpınar. Bu da doğru! Burada da bir sorun yok.
Faşizm olduğunda ne olur? İşte bütün mesele, Metin Akpınar’ın bu soruya verdiği cevapta ortaya çıkıyor.
Metin Akpınar, “Faşizm olduğunda hukuk olmaz, özgürlük olmaz, baskı olur” falan demek yerine“Faşizm olduğunda lideri öldürürler” diyor. İşin daha da vahimi liderin nasıl öldürüleceğini de betimliyor: “Ayağından asarlar” diyor… “Mahzenlerde zehirlerler” diyor…
“Ne var bunda kardeşim? Adam demokrasi olmazsa bunlar olur demiş, demokrasinin önemini anlatmış” denilebilir.
Ama elinizi vicdanınıza koyarak söyleyin: Siz 15 Temmuz’da ölümle burun buruna gelmiş bir Cumhurbaşkanı olsanız… Bu sözleri işittiğinizde “Aman da ne güzel demokrasi çağrısı yapmış Metin Akpınar Bey!” mi dersiniz? Yoksa “Yahu bu adam benim nasıl öldürülmem gerektiğini tarif ediyor” falan diye düşünüp hiddetlenmez misiniz?
Metin Akpınar’ın aynı konuşmada “Kim Rusya’ya döndüyse iktidardan gitti. Adnan Menderes randevu aldı, ihtilal oldu. Süleyman Demirel aynı şekilde yaptığında ihtilal oldu. Bakalım darısı kimin başına”dediğini de görseniz… Ne yaparsınız?
Bu nedenle Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Metin Akpınar’a yönelik sert sözler söylemesinin tartışılacak bir tarafı yok. Metin Akpınar’ın öyle deme hakkı varsa, Cumhurbaşkanı’nın da sert tepki gösterme hakkı var.
Keşke olay burada kalsaydı. Ama kalmadı!