Okura not:
Günün 11’i, Türkiye medyasındaki görüş ve yorum çeşitliliğini yansıtmak amacıyla hazırlanmaktadır. Aşağıda özetini bulacağınız yazıya yer vermemiz, içeriğini onayladığımız ve/veya desteklediğimiz anlamına gelmez.
Özgür Özel boykot bataklığına bir saplandı, bir daha çıkamıyor. Özgür Özel’i Maltepe mitinginde izlerken ağzım bir karış açık kaldı. Maltepe mitinginde, “Son 4 dakika, hadi son 2 dakika kaldı, şu kanal yayına girdi onu alkışlayın, son 2 dakikayı bekliyorlar, onların restoranlarına dahi gitmiyoruz” diyordu. Sanki açık artırmada yükselten yok mu; sattımm diyen müzayedeci gibiydi. CHP Genel Başkanı bu seviyeye düşmemeli. Özgür Özel, Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınma sürecinde çok iyi bir ivme yakaladı. Kimine göre genel başkanlıktan liderliğe doğru yürüyüş sürecini başlattı. Ama başarıyı yönetemedi, müthiş bir güç zehirlenmesi içine girdi. Yakaladığı tarihi fırsatı harcadı. Özgür Özel’in boykot ilan ettiği EspressoLab saldırıya uğradı.
Özgür Özel ötekileştirirken, Özgür Özel boykot listeleri ile yerli ve milli şirketlerimizi, televizyon kanallarımızı boykot etmeye çalışırken; toplumu boykot edenler, boykot edilenler olarak ikiye bölerken, AK Parti’nin tam aksine bir kucaklaşma kampanyası başlatması lazım.
Firma ayrımı yapmadan iktidara, muhalefete destek veriyor demeden, “Hep birlikte Türkiye’yiz” diyerek birlik ve beraberlik yürüyüşü başlatıp kucaklaşma seferberliğine çıkmasında yarar var. Toplum bölünmeyi değil bütünleşmeyi, sokağı değil huzur ve güveni, kutuplaşmayı değil kucaklaşmayı tercih eder. Özgür Özel’in kutuplaştırıcı siyasetine karşı AK Parti’nin kucaklayıcı siyasetine ihtiyaç var.