Seçim sürecinde HDP’nin pozisyonu ön plana çıktı.
Günlerdir HDP seçimlere parti olarak mı yoksa bağımsız adaylarla mı gireceği tartışmasını yapıyoruz.
Seçim konjonktürü HDP’nin rolünü ön plana çıkardı ama asıl çözüm süreciyle ilgili kritik bir dönemden geçiliyor.
Çözüm sürecinin seyri bir anlamda HDP’nin pozisyonunu da yakından etkileyecek.
Önce çözüm sürecinden sorumlu Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan’dan bir alıntı yapmak istiyorum.
“Bu Nevruz’da daha ileri bir adım ve mesaj gerekir. O da silah bırakma aşamasına geçilmesine dönük bir ifade olmalıdır”
Öcalan, 2013 Nevruz’unda, “Artık silahlar sussun, fikirler konuşsun” demişti. Çözüm sürecinin kritik bir aşamasıydı.
Ancak o tarihten sonra PKK eylemsizlik sürecine geçti. Çözüm sürecinde hedeflenenin gerisinde bir aşamaydı.
Gezi süreci, geri çekilmenin durdurulması, 6-8 Ekim olayları ve Cizre nedeniyle süreç türbülansa girdi. Hükümette ve İmralı’da çözüm iradesinin devam etmesi nedeniyle masa devrilmedi.
Çözüm sürecine, ‘Kamu otoritesi’ boyutunun kazandırıldığı 6-8 Ekim olaylarından sonra süreç, sessiz ve derinden ilerliyor.
Başbakan yardımcısı Yalçın Akdoğan’ın 2013 Nevruz’undan daha ileri adım atılması gerekir diye işaret ettiği nokta ise burada ortaya çıkıyor.
21 Mart 2015 Nevruz’unda Öcalan’ın, ‘Türkiye’de silahlı faaliyetlerimizi bitirdik’ demesi bekleniyor. PKK liderinin, Türkiye’de silahlı faaliyetleri bitirdiklerini ve Türkiye’ye karşı silahlı mücadele döneminin kapandığını ilan etmesi isteniyor.