Barış masasını tekmeleyip yıkanlar, herkese şu gerçeği bir kere daha iyice öğrettiler ki hukuk devleti işlemeğe başladığı an itibariyle Türkiye’nin ilk gündem maddesi şu olacaktır: 17-25 Sanıklarını bütün taklavatıyla birlikte yargı karşısına çıkarmak ve hemen ardından hukuksuzluğa âlet olan bütün kamu görevlilerinden yargı önünde hesap sormak.
Kürt barışıyla birlikte, yani AKP’nin sistem içi bir siyasi parti olarak yaşama şansı da berhava edildi. Bu hükümete, iktidara, hatta cumhurbaşkanına samimiyetle gönül ve rey veren insanlar ağır şekilde suistimale uğratıldı.
Normal anayasal düzene geçebilmiş olsaydık, bir devr-i sabık rüzgarı estirmeye gerek kalmayabilirdi; ama ne yazık ki artık kaçınılmaz görünüyor.
AKP’nin bir seçim kaybına bile tahammül edemez derecede iktidara mahkum ve mecbur bırakılması berbat bir durumdur. Partinin kurucuları, şimdi onun parçalanma fermanına dilleriyle dudaklarını yalayarak özene-bezene imza atıyorlar.
Müthiş bir politik intihar vakasını ağır çekimde izliyoruz.
Ne 17-25 Aralık’mış be… Güyâ mahkeme kararlarıyla alelacele üstüne kürek kürek toprak atılmasına rağmen hâlâ dumanı çıkmakta!