Zonguldak’ta 44 yaşındaki Nazlı Uyanık’ın bıçaklanarak öldürülmesine ilişkin davada Uyanık’ın küçük oğlu tahliye edildi.
Bitlis’te yaşayan Uyanık, eşinden şiddet gördüğünü belirterek önce kadın sığınma evine gitmiş, oradan da sırasıyla Sivas, İstanbul ve Zonguldak’a kaçmıştı.
Kadının Zonguldak’ta arkadaşının ağabeyiyle evlenme hazırlığı yaptığı iddia edilmişti. Uyanık, Ekim 2017’de dokuz bıçak darbesiyle evinde öldürülmüş halde bulunmuştu. Cinayetin ardından, Bitlis’e kaçarken yakalanan Uyanık’ın oğulları Özkan ve Sertan Uyanık tutuklanmıştı.
‘Aile meclisi öldürün dedi’
Başsavcılıkça hazırlanan iddianamede kadının kardeşi A.G.’nin ifadesi yer aldı.
Ablasının Paşahan Uyanık’la 27 yıldır evli olduğunu, ilk günden beri de şiddet gördüğünü belirten A.G., bununla ilgili adli mercilere birçok şikayetin olduğunu, ablasının kadın sığınma evine gittiğini, ardından öldürme kararının ‘aile meclisi’nde alındığını ve çocukların annelerini öldürmekle görevlendirildiğini anlattı.
Savcı, Paşahan Uyanık’ın olay tarihinden bir süre önce Sivas Devrek’te olduğunu öğrendiği Nazlı Uyanık’ı oğullarıyla aradığını, ulaşamayınca da polise giderek kayıp başvurusunda bulunduğunu iddianameye ekledi.
Ardından baba ve oğullarının Bitlis’e döndükleri, Paşahan Uyanık’ın bir süre sonra Özkan Uyanık ve Sertan Uyanık’ın annelerini öldürme düşüncelerini destekleyip onları Bitlis’ten Devrek’e gönderdiği öne sürüldü.
Özkan Uyanık hakkında ağırlaştırılmış müebbet, Sertan Uyanık hakkında suça yardım etme, kadının eşi Paşahan Uyanık hakkında ise suça azmettirme suçlarından dava açıldı. İki kardeş tutuklu, babaları ise tutuksuz yargılanıyor.
Cinayeti anlattı
Davanın Zonguldak 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen ilk duruşmasına tutuklu kardeşler katıldı.
Özkan Uyanık, annesini bulmak için kardeşi Sertan ile Devrek’e gittiklerini ve araştırmaya başladıklarını söyledi.
Devrek’te dolaşırken annesiyle birlikte yaşadığını bildikleri M.S.’yi takip etmeye başladıklarını anlatan Özkan Uyanık şunları ifade etti: “Kardeşim Sertan ile beraber takip ettik. Bir eve girdi. Kapıyı M.S. açtı. Herhalde beni tanıdığından dolayı kapıyı hemen açmasıyla geri iteklemeye başladı. Ben yine de kapıyı itekleyerek içeriye girmeyi başardım. İçerde M.S., annem Nazlı Uyanık, bir de bir bayan, bir de başka bir erkek vardı. Bunun üzerine çok sinirlendim. O anda M.S. yerde bulunan fırçayı kaldırmaya çalıştı, ben de bunun üzerine üzerimde bulunan bıçağı çıkarttım. O da bunun üzerine geri çekildi. Tam bu sırada kardeşim Sertan içeri girdi. Ben annem ve M.S.’yi bir odaya soktum. Anneme ‘Niçin böyle yapıyorsun, bize yalan söylüyorsun?’ dedim. Annem de bunun üzerine M.S.’ye ‘Polis çağır’ dedi. O sırada annem öyle söyleyince salonun yanındaki odada bir hortum vardı. O hortumu aldım. Tam o sırada kardeşim hortumu elimden almaya çalıştı. Ben kardeşime bağırarak ‘Bırak’ dedim. O da korkması üzerine hortumu bıraktı. Hortumu o sırada annemin boynuna doladım. Bir dakika boyunca sıktım. Ardından elimde bulunan bıçağı alıp sağ bel yan tarafına doğru dört-beş kez bıçağı soktum. Sonra kaçtım. Olay nedeniyle çok pişmanım. Sonuçta öldürdüğüm kişi öz annemdir. Beni doğurup büyütmüştür. Böyle olmasını istemezdim, adaletinize sığınıyorum.”
‘Tekrar getiririz diye düşündük’
Sertan Uyanık ise ağabeyini engellemeye çalıştıysa da başarılı olmadığını, ağabeyinin hortumla annesinin boğazını sıktıktan sonra korkarak dışarı çıktığını söyledi.
Sertan Uyanık şunları anlattı: “Aşağıda ağabeyimi bekledim. Gelince kendisine ne olduğunu sordum. Ağabeyim bana annemizi bıçakladığını söyledi. Benim olayla bir ilgim yoktur. Daha önce de annem evden kaçmıştı. Sonra geri gelmişti. Tekrar geri getirebiliriz diye düşündük. Ancak annem bizimle gelmek istemedi. Sonunda böyle bir olay meydana geldi.”
Mahkeme heyeti, Sertan Uyanık’ın toplanan deliller ve üzerine atılı suçun değişme ihtimaline karşı tahliyesine karar verdi. Duruşma, Paşahan Uyanık’ın ifadesinin alınması için Bitlis’e yazı yazılmasına karar verilerek ertelendi.