Hükümet tarafından palazlandırılmış ve artık bir “resmi propaganda aygıtına” dönüştürülmüş bir medya grubu, söylenmemiş bir sözü başlıklara çıkararak medya etiği cinayeti bile işlemekten çekinmedi, utanmadı.
Bazı yandaş TV kanalları, ana muhalefet lideri ve adaylarına ekran komplolarıt uzakları kurmaya çalışarak, sadece kendilerini rezil etmekle kalmayıp medyanın itibarını da ayaklar altına aldılar.
İktidar partisinin lideri, dış siyasete ilişkin gelişmeleri, örneğin Güney sınırlarımızın güvenliği, Batı komşumuzla ilişkiler, Yeni Zelanda’da yaşanan canice terör eylemini kullanarak, bunun üzerinden bile muhalefet liderleri ve partilerine karşı hasmane bir dil ile yüklendi ve bunu oya tahvil etmeye çalıştı.
Dahası, partinin kendisi değil devletin tüm olanakları kullanılarak doldurulan meydanlarda “Kamu hizmeti, açılış-temel atma, kurdele kesme” niteliğindeki etkinlikler, parti propaganda çalışmasına dönüştürüldü. Bir başka deyişle, tüm partilerden vatandaşların vergileri kullanılarak, iktidar partisinin seçim kampanyası finanse edilmiş oldu.