Durum buyken Erdoğan’ın on yıldır yeni Osmanlıcı heveslerle sürdürdüğü politikaya tek laf etmeden “Yayılmacı-müdahaleci bir anlayış içinde değiliz” demesini bir politika değişiminden çok zaman kazanmaya yönelik bir manevra olarak değerlendirmek gerekiyor.
Ancak yine de geride yanıtlanması gereken bir soru daha bulunuyor.
O zaman Erdoğan bugün neden ısrarla yayılmacı-müdahaleci olmadıkları açıklaması yapma gereğini duyuyor?
Çünkü yayılmacı-müdahaleci emeller peşinde koştuğu Ortadoğu, Kuzey Afrika ve Doğu Akdeniz’de hareket alanının giderek daraldığı ve emperyalistlerin baskısını giderek daha fazla hissetmeye başladığı koşullarda bir yandan zaman kazanmaya çalışıyor, öte yandan da emperyalistlere yeni pazarlıklara açık olduğu mesajını vermek istiyor.