(…) bu güçlerin Suriye’de Esad’lı çözümü kabul etmeleri, Suriye rejimi ve müttefiklerinin işini kolaylaştıracakları, onların güçlenmelerine göz yumacakları anlamına gelmiyor. Aksine Şubat ayında ABD Ulusal İstihbarat Direktörü Daniel Coates tarafından yayımlanan bir raporda “Suriye’de muhaliflerin Esad’ı devirecek güçte olmadıkları ama çatışmaları bir yıl daha sürdürecek gücü koruyacakları” belirtiliyordu.
Başka bir deyişle “cihatçı gruplar Suriye rejiminin destekçileri Rusya ve İran’ın başını ne kadar ağrıtırsa bizim işimiz o kadar kolaylaşır” diyor ABD Ulusal İstihbarat Direktörü’nün raporu. Gerçekten de ABD, İngiltere ve Fransa’nın bölgesel kamplaşma/egemenlik mücadelesinde kendi pozisyonlarını güçlendirmek için Nusra ya da Beyaz Bereliler/Beyaz Miğferliler gibi örgütleri kullanmayacaklarını kim söyleyebilir?
Sonuç olarak İdlib operasyonunun yol açtığı kimyasal tepkimeyi şöyle özetleyebiliriz: Batılı emperyalistler bölgesel çıkarları için cihatçı grupları kullanıyor, son kalelerini kaybetme korkusu yaşayan cihatçı gruplar da kurtarıcı olarak emperyalistlere sarılıyor! Bu ‘kimyasal tepkime’nin yol açtığı felaketlerin faturasını ise, maalesef hep bölge halkları ödüyor!