Müslüman, bulunduğu yerin şeklini alan kişi değil, bulunduğu yere şeklini veren kişidir.
Eğer Müslümanlar bulundukları yere şekil vermiyorlar da, bulundukları yerini şeklini alıyorlarsa, yapmaları gereken şey, derhal aynaya bakmakolmalıdır.
Bu yazıda serdettiğim fikirler, güncel siyasetle sınırlı fikirler değildir; aksine güncel siyasetin sınırlılıklarını aşmaya, bizi sâhil-i selâmete ulaşmaya, bizi bize ulaşmaya, biz’in izini sürmeye çağıran fikirlerdir.
Söylemek istediğim şeyin özel ve genel olmak üzere iki boyutu var.
Birincisi şu: Sistem mi bizi dönüştürecek, biz mi sistemi dönüştüreceğiz?
İkincisi de: Dünya mı bizi dönüştürecek ve kendine benzetecek; yoksa biz mi dünyayı dönüştürüp hakikatin rengine boyayacak ve daha âdil, daha barışçıl ve daha kardeşâne bir dünyayı nasıl inşa edebileceğimiz yakıcı meselesi üzerinde kafa patlatacağız?