KEMAL GÖKTAŞ
kemalgoktas@diken.com.tr
@kemalgoktas
Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) İstanbul büyükşehir belediye başkanlığı seçimlerini iptal ederek yenilemeye karar vermesinin ardından sosyal medya ve medyada çok sayıda soru ve iddia ortaya atıldı. Bu iddia ve soruların yanıtlarını araştırdık.
1- YSK neden hep iktidar lehine karar veriyor?
YSK üyelerinin seçimi Danıştay ve Yargıtay genel kurullarında yapılıyor. Yani her bir Danıştay ve Yargıtay üyesi YSK seçimlerinde seçme ve seçilme hakkına sahip. Yargıtay üyelerinin tamamını Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK), Danıştay üyelerinin dörtte üçünü yine HSK, dörtte birini ise cumhurbaşkanı seçiyor. Yani HSK, YSK üyelerinin belirlenmesinde doğrudan bir etkiye sahip.
Peki HSK üyelerini kim seçiyor? HSK, adalet bakanı, bakan yardımcısı ve cumhurbaşkanınca seçilen dört ve TBMM tarafından seçilen yedi üyeden oluşuyor.
Yani durum şu: HSK’nın 13 üyesinin tamamı siyasi iktidar tarafından belirleniyor. Bu HSK, Yargıtay ve Danıştay üyelerini, onlar da YSK üyelerini seçiyor. Dolayısıyla hangi yüksek yargıcın YSK üyesi olacağı tamamen siyasi iktidar tarafından belirleniyor.
2- Geçen yıl altı YSK üyesinin görev süresinin uzatılması kararı etkiledi mi?
YSK üyelerinin görev süresi altı yıl. Bir üye, bu altı yıl dolmadan emeklilik, ölüm, istifa, kamu görevinden men gibi nedenlerle ayrılırsa yerine kalan süre için üye seçiliyor. Sözgelimi seçildikten iki yıl sonra ölen bir üyenin yerine seçilen kişi, altı yıl değil dört yıl görev yapıyor.
YSK’nın iptal kararında, görev süresi geçen yıl aralık ayında çıkarılan kanunla bir yıl uzatılan altı üyenin oyu belirleyici oldu.
YSK iptal kararını dörde karşı yedi oyla almış, görev süresi uzatılan üyelerden beşi iptal yönünde oy kullanmıştı.
3- Yedek üyelerin oy kullanması kararı geçersiz hale getirir mi?
YSK yedi asıl ve dört yedek üyeden oluşuyor.
Yedek üyelerin belirlenmesi de kanunda detaylıca düzenlenmiş. Buna göre Yargıtay’dan ve Danıştay’dan seçilen üyeler için ayrı ayrı iki kura torbası oluşturuluyor. Her bir torbadan çekilen ikişer isim yedek üye oluyor.
Hukukun genel ilkelerine göre yedek üyeler, asıl üyelerin olmadığı durumlarda oylamaya katılabilir. Nitekim YSK yıllarca sadece asıl üyelerin katılımıyla karar aldı. Örneğin Tayyip Erdoğan’ın milletvekili adaylığını 2002’de veto eden YSK, bu kararı üçe karşı dört oyla almıştı.
Anayasa ve yasada yedek üyelerin görev ve yetkileri açıkça düzenlenmiyor ama hukukun yazılı olmasına gerek olmayan genel kuralına göre bir yerde asıl ve yedek üyeler varsa, yedekler sadece asılların olmadığı durumlarda oyuna katılabilir.
Bu yüzden de YSK, kurulduğu tarihten itibaren yedek üyeleri sadece asıl üyeler olmadığında çalışmalarına ve oylamaya katıyordu. Ancak 2014 yılından itibaren YSK, bütün çalışmalarına yedek üyeleri de almaya başladı. Bu duruma YSK’daki siyasi parti temsilcileri de itiraz etmedi.
Kurul, 2014’ten bu yana aldığı tüm kararları yedek üyelerin de katılımıyla aldı.
İstanbul seçimlerinin iptal edildiği oylamaya da yedi asıl ve dört yedek üye birlikte katıldı. Yedek üyelerin üçünün iptal, birinin ise ret yönünde oy kullandığı belirtiliyor.
Bazı hukukçular, yedeklerin oylamaya katılması nedeniyle ‘yetkisiz bir kurul’ oluştuğunu ve alınan kararın yok hükmünde olduğunu savunuyor.
Bazı hukukçular ise sadece yedek üyelerin verdiği oyların geçersiz sayılması gerektiğini belirtiyor. Bu durumda da yine üçe karşı dört oyla iptal çıkıyor.
Her ne olursa olsun, YSK’nın fiili bir durum oluşturarak Anayasa ve yasanın ‘yedek üyeler’e ilişkin açık hükümlerine rağmen kararlarına yedek üyeleri de alması eşine az rastlanan bir hukuki problem ortaya çıkarıyor.
4- Altay ve Erdoğan’ın açıklamaları iptalde etkili oldu mu?
CHP Grup Başkan Vekili Engin Altay, henüz İstanbul kararı açıklanmadan önce YSK üyelerine hukuka uygun bir karar vermeleri çağrısında bulunurken “İnsan içine çıkacak yüzünüz olsun, Kızılay’da sizi yürütmezler, yüzünüze tükürürler” demişti.
Habertürk yazarı Nagehan Alçı, YSK’nın İstanbul kararından sonra “Altay’ın açıklamaları ortada kalan YSK üyelerinin dönüşünde etkili olmuş” diye yazmıştı. Altay ise bu sözlere “YSK benim söylediğim bir sözle kararını değiştirecek değil. Bu söylem tam bir deli saçması” diye yanıt vermişti.
YSK üyelerinin Altay’ın sözleriyle kararlarını değiştirip değiştirmediği elbette tam olarak bilinemez ama bazı YSK üyelerinin Altay’ın sözlerinin iptal çıkmasına etki ettiği söylentisine güçlü bir katkı verdiğini söylemek gerekir.
Öte yandan bir de Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın bir açıklaması var… Erdoğan, iptal kararının çıkmasından sadece iki gün önce kurulu değil de doğrudan YSK Başkanı Sadi Güven’i hedef alarak “YSK başkanı neden ‘Bizi nasıl tehdit edersiniz’ demiyor?” ifadesini kullanmıştı.
YSK kaynaklarına göre kurulda son ana kadar iptal başvurusunun reddedilmesi beklentisi hakimdi. Başkan Güven de başından itibaren iptal olasılığı görmüyor, tavrını da çevresindekilere belli ediyordu.
Bu durumda Erdoğan’ın çıkışı ayrı bir önem kazanıyor. Bazı YSK kaynakları Engin Altay’ın sözlerinin değil ama Erdoğan’ın Altay’ın sözlerinden hareketle YSK başkanını doğrudan hedef almasının kurulun o güne kadar ‘ortada olan’ bazı üyeleri üzerinde etkili olduğu yorumunu yapıyor.
5- İptal diyen yedi üye hiç konuşmadı mı?
Bir iddiaya göre seçimlerin iptali yönünde oy kullanan yedi üye kararın verildiği toplantıda hiç konuşmamış. Oysa YSK toplantısında bu yedi üyenin sandık kurullarında kamu görevlisi olmayan üyelerin yer almasının seçimlerin sonucuna etki edecek düzeyde olduğuna ilişkin görüşlerini anlattığı belirtiliyor.
Asıl çarpıcı olan ise başkan Güven’in toplantının başında üyeleri “İptal verirsek önceki kararlarımızla çelişkiye düşeriz” diye uyarması.
6- Kararı AKP ve MHP temsilcilerinin duyurması ne anlama geliyor?
Türkiye İstanbul seçimlerinin iptal edildiğini YSK’nın resmi açıklamasından önce AKP ve MHP’nin YSK temsilcilerinin attığı tweetlerle öğrendi. Bu durum bazı yazarlarca “Karar çıkmadan atılan tweetler YSK’yı baskı altına aldı, belki de karar değişti” diye yorumlandı.
Oysa siyasi parti temsilcileri YSK toplantılarına katılabiliyor, sadece oy hakkı bulunmuyor. Oylama yapıldıktan sonra, yani karar belli olduktan sonra atılan tweetlerin sonuca bir etkisi de doğal olarak söz konusu değil.