Odanın göbeğinde odun ateşi, hem yemek pişirmek için, hem ısınmak için… Masa ne arasın, yer sofrası bile yok. Kilimin
üstüne bez seriyorlar, sofra oluyor. Tencere tabak tel dolabın raflarında ama, adı tel dolap, rafı var, teli yok, biraz un, biraz şeker, yarım paket bulgur, hepsi bu kadar, hepsi açıkta. Çatal kaşık, leğenin içinde. Tek pencere var, pencerenin kanadı
yok, sadece ışık girsin diye sabit cam. Hava girsin istiyorsan, kapıyı açmak zorundasın. Kilidi yok. Oklava gibi bi tahta var,
kapıyı örtünce menteşedeki oluğuna o tahtayı takıyorsun.
Ve gaz lambası…
Memleketi ampul yönetiyor güya ama, bu ev gaz lambasıyla yaşıyor!
Zeliha’nın evi burası.
Tarikat yurdunda yanarak can veren evlatlarımızdan, Zeliha’nın evi.
…
Dini duyguları istismar ederek köşeyi dönerken, siyasette ticarette servet sahibi olurken, sömürdükleri garibanları buralara mahkum eden… Kendi ikballerini kaybetmemek için, el kadar çocukların hayatına kefen parasıyla fiyat biçenler okusun diye yazıyorum.
Allahsızsınız arkadaş.
Allahsızsınız.