Her şeyi polise, adliyeye havale etmek, ihbarcılık, jurnalcilik güvenlik yaratmazken, bu kolluk aklı, Morbeyin skandalından, Osmangazi Üniversitesi’ndeki ihbarcı katliamına, her yerde yaşanan mağduriyetlerden Adil Öksüz’ü bulma işini FETÖ’cü polise vermeye kadar fahiş hatalar yaptırdı.
Kendi hataları için hesap vermekte cimri olan devlet, vatandaşlarına hataları için ceza vermekte çok bonkör davrandı.
Sonuç itibarıyla 15 Temmuz’da devletini sokaktan toplayan vatandaşlar, o gece darbeye direnen medya, sokağa çıkan sivil toplum örgütleri, dini cemaatler, eskisine göre devlet karşısında daha güçsüzler.
Büyük fedakarlıklarla demokrasiyi kurtaran halk, bunun karşılığında hakettiği daha fazla demokrasiyi ve söz hakkını alamadı. İki yıl önce bir yaz akşamı evlerinden çıkıp devleti ve demokrasiyi sokaktan kurtaran halk evlerine döndü.
Darbenin ikinci yılında elimizde daha güçlü bir devlet, daha zayıf bir toplum var.
Halbuki 15 Temmuz, toplumun güçlü olmasının, devlet için de en büyük güvence olduğu hakkında da bir dersti.
İnşallah bu dersin önemi geç kalmadan anlaşılır…