Yargıtay kararına göre artık ‘devlet sırrı’ niteliğinde yapılan bir haberi başka bir devlet Türkiye aleyhinde kullanırsa sorumlu gazeteciler ‘casusluk’ suçlamasıyla karşı karşıya kalacak.
Cumhuriyet’ten Alican Uludağ’ın haberine göre, bu gelişmeye Yargıtay 16’ncı Ceza Dairesi’nin, eski Cumhuriyet genel yayın yönetmeni Can Dündar’ın cezasını bozarak hükmün ‘casusluktan’ verilmesi yönündeki gerekçeli kararı yol açtı.
Yargıtay 16’ncı Ceza Dairesi, Suriye’ye giden MİT TIR’larına ait görüntülerin yayınlanmasına ilişkin davada ‘gizli belge ve bilgileri açıklamak’ suçundan Dündar’a beş yıl 10 ay, Cumhuriyet Ankara Temsilcisi Erdem Gül’e de beş yıl hapis cezası veren yerel mahkeme kararını bozmuştu.
Daire, Dündar hakkında 15 yıldan 20 yıla kadar hapis cezası öngören ‘gizli kalması gereken bilgileri casusluk maksadıyla temin etme’ suçundan hüküm kurulması gerektiğine karar vermişti.
İspatı neredeyse imkansız
Dündar ve Gül için verilen gerekçeli kararında, daha önceki kararlarında ‘casusluk suçu’ için aradığı ‘lehine casusluk yapılan devlet ile bir anlaşma’ şartını kaldıran Yargıtay, “Böyle bir unsurun suçun oluşması için gerekli kabul edilmesi, ispatı neredeyse imkânsız olması nedeniyle bu tür suçların yaptırımsız kalması sonucunu doğuracaktır” dedi.
Yargıtay’ın bu gerekçesi sonrasında artık devlet sırrı niteliğinde yapılan bir haberi başka bir devlet Türkiye aleyhinde kullanırsa sorumlu gazeteciler ‘casusluk’ suçlamasıyla karşı karşıya kalacak.
Suriye’nin mektubu
Bu kararda Dündar’a yönelik ‘casusluk’ suçlamasının Cumhuriyet’te yayınlanan ‘MİT TIR’ları’ haberlerine dayandığı belirtilirken, bu haberlerin daha sonra Suriye’nin Birleşmiş Milletler daimi temsilciliği tarafından, BM Güvenlik Konseyi başkanı ve BM genel sekreterine Türkiye’yi şikayet etmek için gönderilen mektuba da konu olduğu hatırlatıldı.
Bu durumla ilgili Yargıtay’ın yorumu şöyle oldu: “Casusluğu talep eden arasında bu bilgi ve belgelerin karşı tarafa aktarılmasına yönelik anlaşmanın bulunmasının şart olmadığı, açıklanan bilgilerin anılan ülke temsilcilerine ulaştığı da gözetildiğinde sanığın niteliği gereği devlet sırrı olan bilgileri, casusluk maksadıyla Türkiye Cumhuriyeti Devleti zararına, Suriye Devletinin yararına temin edip açıkladığı sonucuna varılmıştır.”
Ne olmuştu?
Cumhuriyet gazetesinin 29 Mayıs 2015 tarihli nüshasında ‘İşte Erdoğan’ın yok dediği silahlar’ manşetiyle MİT’e ait TIR’larla Suriye’deki gruplara silah gönderildiğine dair bir haber yer almış, habere savcılık dosyasından alınan görüntüler de eklenmişti.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, iki gün sonra haberin yapılmasını‘casusluk faaliyeti’ diye niteleyerek “Bu casusluk faaliyetinin içine o gazete de girmişti. Haberi yapan, bedelini ağır ödeyecek. Öyle kolay bırakmam onu..” diye konuşmuştu.
Erdoğan’ın bu sözleri üzerine Dündar ve Gül hakkında ‘askeri ve siyasi casusluk’ suçlamasıyla dava açılmıştı.
26 Kasım 2015’te ifadeye çağrılan Dündar ve Gül, aynı gün tutuklanarak Silivri Cezaevi’ne gönderilmişti.
Anayasa Mahkemesi (AYM), avukatlarının ‘tutuklama kararıyla kişi güvenliği ve özgürlüğü, düşünceyi açıklama ve yayma özgülüğü, basın özgürlüğü, ifade özgürlüğü haklarının ihlal edildiği’ gerekçesiyle yaptıkları başvuruyu haklı bularak Dündar ve Gül’ün tahliyesine karar vermişti. İki gazeteci, 26 Şubat 2016’da tahliye edilmişti.
Erdoğan ise AYM kararıyla ilgili “Ben Anayasa Mahkemesi’nin vermiş olduğu karara sadece sessiz kalırım o kadar ama kabul etmek durumunda değilim. Karara uymuyorum, saygı da duymuyorum” demişti.
MİT TIR’ları davasının karar duruşmasında ‘devletin gizli belgelerini açıklamak’ suçlamasından beş yıl 10 ay hapis cezasına çarptırılan CHP İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu, 14 Haziran 2017’den bu yana cezaevinde.