• 9 SORUDA
  • DİKEN ÖZEL
  • GÜNÜN 11’i
  • DİKENLİK
  • AKŞAM POSTASI
  • VPN HABER
  • ENGLISH

Diken

Yaramazlara biraz batar!

  • VİTRİN
  • AKTÜEL
  • ANALİZ
  • DÜNYA
  • MEDYA
  • KEYİF
  • AGORA
  • SANAT
  • GÜNÜN ESERİ

Ya lidersindir ya değilsindir

21/01/2021 19:52

MEHMET AKSEL

Bana göre ‘lider’, başkalarının dışardan görüp tarif ettiği ve etiketlediği bir sıfattır.

Baştan söyleyeyim, bence liderlik bir ‘hal’dir, doğuştan ya lidersindir ya değilsindir. Beş yaşında da 75 yaşında da lider liderdir. Doğal ve hep akışta olan bir hal-gidiş yani…

Reklam

Liderin ve liderliğin bir yapılacaklar listesi de yoktur. Önceden planlanamaz; “Şu zaman şunu yapayım, bu durumda bunu yapmalıyım” demez lider, o anda ne yapılacağını çoktan hissetmiş/bilmiş ve harekete geçmiştir zaten.

Öbür türlü zorlama lider olunur ki sırıtır, doğal değildir ve peşinden hiç kimseyi sürükleyemez.

Kötü liderler de var elbette ama biz iyilerden bahsedelim.

Reklam

İlle bir tanımlama gerekiyorsa kime ‘lider’ deriz?

Bulunduğu çevreye yarar sağlayan, çevresini etkileyebilen, zekası ve öngörüsüyle düşünceyi uygulamaya taşıyabilen kişiye ‘lider’ diyebiliriz sanırım.

Etrafındakileri, bilgi, vizyon, hitabet gücü, karizma ve benzer özellikleriyle etkileyip sürükleyebilen biridir lider.

İnsanın başkalarından aldığı bilgilerle bilgili olabildiğini, ancak sadece kendi aklıyla akıllı olabildiğini bilir.

Çevresine danışır ama son kararı tüm sorumluluğu alarak kendisi verir.

İnsanları dinler, anlamak için çaba sarf eder. 

Çevresindekilerin gelişimine olanak sağlayacak tüm olumlu değişimleri destekler.

Tutarlıdır.

Söylendiğinde ‘seksi’ duran, ama arandığında nadiren bulunan bir özelliktir liderlik.

Bir de lidermiş gibi yapanlar, kendini lider zannedenler, aynaya baktığında lider görenler var…

Patronluğu ahkam kesmek, disiplini bağırıp çağırmak, liderliği ise “Ben yaptım oldu” demek sanan azımsanmayacak bir grup insan var etrafımızda.

Bir sürü şirkette de ite-kaka liderlik eğitimine yollarlar personeli. Olan olmayan herkes mecburdur gitmeye. Adam cümle kuramaz, ekip kurdurup münazara yaptırırlar zorla. Neymiş, liderlik etmeyi öğrenecekmiş…

Oysa en başta da dediğim gibi liderlik başkaları tarafından sizde görülen bir niteliktir. Öyle söylemekle ya da eğitimle lider olunmaz..

Ha ille eğitim yapılacaksa lider özellikleri gösteren birine, ihtiyaç duyduğu başka özellikleri de açığa çıkarıp potansiyelini bir üst seviyeye taşımasını sağlayacak bir yönlendirme eğitimi yapılabilir. Dikkat edin, ‘yönlendirme’ diyorum. Çünkü genel bir liderlik eğitimi olmaz bence, olmamalı. ‘Kişiye özel’ olmalı o eğitim; o da yönlendirerek. Lidere basamak atlatmaya çalışmalı yani, potansiyel zaten orda ne de olsa.

Özetle birine nasıl lider olunur diye salık verilebilir mi? Hiç sanmıyorum. Bir liderin özelliklerini tarif edebiliriz, ama tavsiye ya da eğitimle birini lider yapamayız.

Müsaade ederseniz, ben lider dendiğinde ne anlıyorum (tabii savaşa gitmediğim ya da devlet yönetmediğim için sadece şirket yönetiminden örnek verebilirim), ne hissediyorum, bir lider olsaydım neler önem arz ederdi benim için, onları sıralamaya çalışayım sizlerle.

(Lider dediğimde tepe yöneticilik yapan kişiyi kastetmiyorum. Lider olmak ayrı, tepe yönetici olmak ayrı bir durum. Tepe yöneticiler aynı zamanda lider olabilir, ama benim bakış açıma göre zorunlu değil, hatta liderler mutlaka en tepedeki yönetici de olmayabilir.)

Lider ve çalışma arkadaşları..

İlk kural: Lidersem eğer, masanın etrafındaki ‘en bilgisiz adam’ ben olmalıyım. O zaman gelişirim ve geliştirebilirim kendimi değil mi? Liderlik bütün cevapları bilmeyi gerektirmez, ama iyi bir ekipten doğru cevapları çıkartabilmek, liderlik için paha biçilmez bir silahtır. Aklımızı işleri yürütmeye kullanacağımız kadar, işleri yürütecek akıllı kişileri bir araya toplamak için de kullanmalıyız.

Hiçbir zaman, hiçbir kademede ucuz işgücüyle çalışmazdım. Yol üstündeki maliyetine inanamazsınız. 

Çalışanların iş dışında kafası rahat olacak ki hem aklını işine verebilsin, hem de ona bu imkanı sağlayan işine koşa koşa gitsin.

Kurumsal açıdan hırslı ama kişisel açıdan mutlaka alçakgönüllü olması gerektiğine inanıyorum liderin. Çalışma arkadaşlarının da. Mümkün olduğunca böyle iş arkadaşlarını etrafıma toplamak ve yol almak gerektiğini hissediyorum. Çünkü önemli olan ‘etrafımızdaki insanlar’ değil ‘etrafımızdaki doğru insanlar’dır.

İyi olduğundan şüphe duyulan hiç kimseyle çalışmamak lazım. Unutmamalıyız ki ücret yanlış insanların doğru davranmasını sağlamaz. 

Zaman içinde mutlaka kadroya çok iyi transferler gerekir, ama diğer taraftan şirketin içinden yetişmiş kişilerin de paha biçilmez bir değeri vardır. Taa en başta, daha onları seçerken bu öngörüyle davranmalısınız.

Disiplininiz mutlaka hissedilmeli ama disiplin ile kişisel diktatörlüğü sakın ha karıştırmamalısınız. İnsanları değil, sistemi yönetmelisiniz.

Babam “Yeri doldurulamayan bir adam olursan ‘gıdım’ ilerleyemezsin” derdi. Aynı şey çalışma arkadaşlarımız için de geçerli, kendisi olmadığında işi aksayan insanlar benden uzak dursun lütfen. Bu insanların kendisini bile geçebilecek adayları yanlarında çalıştırıp yetiştirmesi ve geliştirmesi ise tadından yenmez bir durumdur. Asıl bu insanlar vazgeçilmezdir.

Çalışma arkadaşlarımızı genelde sorunlar ve krizlerle değil, çözümler ve fırsatlarla uğraştırmalıyız.

Başarıyı paylaşan, başarısızlığı üstlenen biri olmaya ve çalışanların da bu zihniyette olmasına özellikle özen gösterin. Onları korumak ve bünyede tutmak ise başka bir beceri ister.

Karar verilene kadar herkesi dinleyin, sıkı ve hararetle tartışın, hatta dışarıdan, arkadaşlarınızdan bile fikir alın; ama son kararı daima siz verin.

Lider ve süreçler…

Piyasa araştırması en inanmadığım süreç. Siz Steve Jobs’un piyasa araştırması sonucu tespit ettiği ihtiyaçlar doğrultusunda mı yaptığını düşünüyorsunuz iPhone’u? Lider hayalini gerçekleştirir, piyasa araştırmasını ise ‘diğerleri’ yapar. Lider hep o ‘diğerleri’ tarafından takip edilendir. Adı üstünde…

Zor günler hep olur. Yorgunluk olur, kriz olur, dönüşüm olur, parasızlık olur… Ama zor günlerden hep güçlenerek çıkılır.

Benzininiz bittiğinde otomobilinizi nasıl yolun kenarında bırakıp gitmiyor, bir yerlerden bir bidon benzin bulup buluşturup getiriyorsanız, paranız olmadığında da ne yapıp edip bulursunuz, şirketi boşlamazsınız, hiç merak etmeyin.

Yorulduğunuzda da bilin ki dinleneceğiniz günler önünüzde olacaktır. Şahsen en sevdiğim günler, yorulduğum günlerdir.

Gerçek bir liderin, özellikle önemli dönüşüm ya da kriz dönemlerinde öğrenerek hareket etmekten kaçınmadığını, ekibini cesaretlendirdiğini ve başarının geleceği konusuna doğal bir ‘koku salgıladığını’ düşünüyorum ben. İşte tam da bu nedenle gerçek bir liderin etkisini sonucun farkında görürüz.

Kalıcı sistemlerde dışarıdan bakıldığında muhteşem gözüken başarı, hiçbir şart ve koşulda tek hamlede gelmemiştir. Yapı içindeki bu süreçlerin organik olmasına özen göstermenizi önemle tavsiye ederim.

Para ve kar tabii ki önemlidir ama işin özü değildir. Kalıcı şirketler sadece gelir getirsin diye var olmazlar.

Gelişen dünya ve değişen şartlara sürekli adapte olmak lazımdır ama, kalıcı yapılar aynı zamanda temel değer ve amaçlarını da hep korumalıdır. Doğru kurgulanmış sistemler özenle seçilmiş teknolojileri kullanarak tabii ki piyasaya öncülük etmelidir, ama yalap-şap moda olan şeylerden de dikkatle kaçınılmalıdır.

Mutlaka yol üzerinde önünüze cazibeli görünen onlarca fırsat, yüzlerce teklif gelecektir. En akıllı beceri ‘Hayır’ diyebilmektir. İlk bakışta fırsat gibi görünen şeylere, “Teşekkür ederim ama hayır” demek farklı bir kafa yapısı gerektirir. Süreçte daha birçok fırsat çıkacaktır ama, hayatta bir kez yakalanacak türden bile olsa o fırsat şirketin yapısına ve konseptine uymuyorsa uzak durmak lazım. Bazen yapmaktan vazgeçilenler listesi, yapılacaklar listesinden çok çok daha önemlidir.

Son olarak da…

Lider ve tutku…

Tutku olmayan hiçbir iş yapılmamalı. Yoksa işinize geçmiş olsun.

Lider ve sevgi…

Sevmediğiniz hiçbir iş yapılmamalı. Yoksa size geçmiş olsun.

Filed Under: Agora

Tüm yazılar: Mehmet Aksel

SON HABERLER

ABD’de Johnson&Johnson’ın ‘corona’ aşısına onay

ABD Gıda ve İlaç Dairesi (FDA), Johnson&Johnson firmasının yeni tip corona virüsüne (Covid-19) karşı geliştirdiği aşının acil durum kullanımını onayladı.

Darbe girişimi sonrası 20 bin kişi Yunanistan’a kaçtı

Darbe girişiminin ardından yaklaşık 20 bin kişinin Türkiye’den yasa dışı yollarla Yunanistan’a gittiği belirlendi.

Eski MB yetkilileri: ‘Buharlaşan’ 128 milyar dolarla ilgili araştırma komisyonu kurulsun

Merkez Bankası’nın (MB) eski başkanı Durmuş Yılmaz ve eski başkan yardımcısı İbrahim Turhan, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun ‘buharlaştığını’ söylediği 128 milyar dolarlık döviz rezervinin kimlere, hangi kurdan ve ne amaçla satıldığının araştırılmasını istedi.

Kılıçdaroğlu ve Taşçı’nın telefonlarının dinlenmesi ‘hukuksuz’ bulundu

Yargıtay 4’üncü Hukuk Dairesi, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP’li RTÜK üyesi İlhan Taşçı’nın telefonunun dinlenmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek tazminata hükmetti.

Türkiye’den kaçırılan 412 tarihi eser altı yıl sonra iade edildi

Anadolu’dan kaçırıldığı tespit edilen 412 eser, Türkiye’nin girişimiyle Macaristan’dan getirildi.

Nasıl olur da Türklüğü kabul etmezler? Belki Türk değillerdir!
1921 Anayasası’nın 100’üncü yılı kutlu olsun

DİKEN’İ TAKİP EDİN

Osman Kavala 1216 gündür tutuklu

AGORA

Laiklik, elhamdülillah; milliyetçilik, ibadullah; emekçi hakları, fesuphanallah…

Murat Sevinç

Bu yazıyı yazmak zorunda kaldığım için çok üzgünüm

Levent Gültekin

Bankacılık-KOBİ ilişkisi: Hüzünlü bir aşk hikayesi

Mehmet Aksel

GÜNÜN 11’İ

Ege Cansen: Türkiye’nin Kürt meselesini ancak HDP çözebilir

İskender Öksüz: Batıda yaygın beş aşı arasında Çin aşısı yok

Ahmet Taşgetiren: Bugünkü iktidar, şikayete muhatap bir ‘kurulu düzen’ durumunda

Taha Akyol: İktidar blokunun çok önemli bir çabası da bir yolunu bularak İYİ Parti’yi ‘halletmek’

Yakup Kepenek: İktidar diliyle de bölüyor!

Orhan Bursalı: AKP, ortağının artan baskısına kayıtsız kalamaz

Abbas Güçlü: Bakan Selçuk daha çok günü kurtarmaya çalışıyor gibiydi

Vedat Milor: Evde de özenli sofra hazırlanabilir

Uğur Meleke: Topa sahip olan takımın kaybedeceği maç!

Nuran Çakmakçı: Tüm yurtta önümüzdeki hafta ilkokulların okula başlaması zor

Mehmet Öz: Kendimize vakit ayırmak aslında çok kolay

Leyla Emadi’nin kişisel sergisi: Gel-Git

Elektronik dans müziği ikilisi Daft Punk dağıldı

‘Afrika dahil’

Sanat yayınlarını aynı çatı altında buluşturan border_less ARTBOOK DAYS üçüncü edisyona hazırlanıyor

74. Cannes Film Festivali pandemi nedeniyle ertelendi

Elektrik kesintisi nedeniyle 19’uncu kattaki evine merdivenlerden çıkan kadın hayatını kaybetti

KFC, ‘homofobik çalışan’ını işten çıkardı: Eşcinsel çifte hakaret ve küfür

Tampon kullandığı için işten atıldığını söyleyen cezaevi çalışanı dava açtı

Hindistan’da bir adam horoz dövüşü sırasında kendi horozu tarafından öldürüldü

  • VİTRİN
  • AKTÜEL
  • ANALİZ
  • DÜNYA
  • MEDYA
  • KEYİF
  • AGORA
  • SANAT
  • GÜNÜN ESERİ
  • AGORA
  • DİKEN’E TAKILANLAR
  • BİRİNCİ SAYFALAR
  • GÜNÜN 11’i
  • AKŞAM POSTASI
  • BU GAZETE…
  • DİKEN 5 YAŞINDA
  • KÜNYE
  • İLETİŞİM
  • Email
  • Facebook
  • Google+
  • Pinterest
  • RSS
  • Twitter
  • Vimeo
  • YouTube

"Genç gazeteci arkadaşlarıma! Bu meslek yorucu bir meslektir. Ama, insan büyük bir zevkle çalışır. Kalemine daima efendi kal, uşak olmamaya gayret et. Mecbur kalırsan kır, sakın satma." Sedat Simavi