• 9 SORUDA
  • DİKEN ÖZEL
  • GÜNÜN 11’i
  • DİKENLİK
  • AKŞAM POSTASI
  • VPN HABER
  • ENGLISH

Diken

Yaramazlara biraz batar!

  • VİTRİN
  • AKTÜEL
  • ANALİZ
  • DÜNYA
  • MEDYA
  • KEYİF
  • AGORA
  • SANAT
  • GÜNÜN ESERİ

Varsaydığımız ve yanıldığımız bütün zamanlar, Pera Müzesi’nde!

09/02/2019 22:30

H. AYHAN TİNİN

[email protected]

Zaman.

Geçmiş ya da gelecek kavramlarını ya anılarla ya da hayallerle ilişkilendirerek tanımlıyoruz. Ancak böylelikle zaman kavramı insanın belleğinde bir anlam kazanıyor.

Reklam

Yoksa çizgisel zamanın anlamsızlığı yalnızca banka dekontlarındaki tarih ve saatlerin yapaylığında yaşıyor.

Her anıya veya her hayale, bir kaplumbağanın kabuğuna kandil iliştirilmiş gibi bir duygu asıyoruz. Ve zamanın soğukluğu birden insan sıcaklığına dönüşüyor.

Böylelikle her an unutulmaz olurken, genel olan çizgisel zamanı öznel olan döngüsel zamana taşıyoruz. Kimi zaman kuantum sıçramalarla, kimi zaman tekdüzeliği parçalayan boşluklarla özgün zamanımızı yaratıyoruz.

Reklam

Gerçek hangisi?

Zaman mı bizi var ediyor, biz mi zamanı?

Yoksa hakiki zaman, farklı algı ve görme biçimleri mi?

Ayrıca hangi zamandan bahsediyoruz, kaçıncı boyuttan?

Cao Fei, Nilbar Güneş ve Raqs Media Collective’in çalışmalarından oluşan ‘Zaman Değişmeli’ sergisi Mart ayı ortasına kadar Pera Müzesi’nde, zamanı düşünen ve sorgulayanları bekliyor.

Her gününü dikdörtgen prizmaların birinden öbürüne geçerek sürdüren modern insanın zaman algısını yeniden düşünebilmesinin; içinde yaşadığı zamanın yapay kurgusallığından sıyrılıp, kendi doğal zamanına dönebilmesinin ipuçlarını barındırıyor ‘Zaman Değişmeli’ sergisi.

Çin, Türkiye ve Hindistan’dan sanatçılar farklı formlar ve çalışmalarla, çizim, video, fotoğraf ve yerleştirmelerle yeni medyanın bütün sınırlarını kullanarak, zaman kavramını bilinen gerçekliğin ötesine taşıyor.

Dr Jung’un kollektif bilinçaltı kavramının izlerini de sürebileceğiniz sergide, her deneyim karşı konulmaz biçimde kişiselleşiyor.

‘Ne içindeyim zamanın

Ne büsbütün dışında

Yekpare geniş bir anın

Parçalanmaz akışında…’

1933 yılında Ahmet Hamdi Tanpınar ‘Varlık’ dergisinde ilk kez bu şiirini yayımlarken, böyle yazmış zamanı…

İlişkilendirilmiş bir şey, bir nesne, bir durum yoksa zaman da yok.

O şeye göre oluşuyor bir takvimin ya da saatin başlangıcı…

‘Küçük bir inanç yeter bana, 
Ve güze inanabilirdim, 
Ama biter mevsim, öteki başlar, 
Saf değil doğa, oyalandım 
Ama kanmadım, bana ne isli yağmurdan, 
Çinko sesinden, hem güvenemem ağaca, 
Düşünemem oluklardan akıp gideni, 
De ki, benim zamanım başka.’

‘Yaz Sonu Şiirleri’nde Melih Cevdet Anday da tam bunu söylemiş.

Benim zamanımın başlangıcı da sonu da başka…

Belki de ‘Zaman Değişmeli’ sergisinin ana teması olan, sınırlı zaman algısından kurtulup, zamanın bir ölçüt değil, kendini anlama ve yeniden yorumlama yolu olarak değerlendirilmesine çok yakın bir duruş Anday’ın şiiri…

Doğal olan da bu değil mi?

Sanatçı; zamanı da, olayları da, olguları da feraset ile değerlendirebilen, yani herkesin gördüğünden daha farklı olanını görebilen kişi değil midir?

O görünen ‘şey’ içinde yaşadığımız dünyada bile her yerde farklılaşıyor. Zaman da farklı coğrafyalar da farklı akıyor.

Kongo Cumhuriyetindeki bir çocuk için zaman ölümle yaşam arasında kısa bir an. Bizim dizüstü bilgisayarlarımızın pili daha uzun ömürlü olsun diye.

Plazalarda ise zamanı toplantı saatleri ile akşam ve sabah trafiği belirliyor zamanı.

Her yerde ve herkes için farklı bir sonucu varsa, zaman gerçek mi?

Aynılaştırılmış olduğu varsayılan takvimler bile bazen bir gün uzun bazen bir gün kısa…

Bu kayıp gün doğduğumuz gün de olabilir, annemizin öldüğü gün de, belki de ilk aşk mektubumuzu yazdığımız gün…

Bütün bu kayıp ve yaşanan zamanların sergisi Pera Müzesi’nde ‘Zaman Değişmeli’ adıyla; zamanın ötesinde ve zamanla birlikte düşünmeyi sevenleri bekliyor.

Kartezyen akıldan döngüsel akla kısa bir süreliğine de olsa geçebilmek için.

Filed Under: Sanat

SON HABERLER

Rönesans’ı ve Hümanizma’yı sanat üzerinden anlamak: Uygarlığın Ayak İzleri

İnsanın yeniden değer kazanması sürecini, bu işin en önemli ve belirgin kanallarından sanat açısından değerlendiren kıymetli bir yapıt yayınlandı ‘Uygarlığın Ayak İzleri’.

İmamoğlu’ndan Erdoğan’a: Birileri sükse yapsın diye İstanbul’a ihanet etmeyeceğiz

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Kanal İstanbul’la ilgili, “Dünyada büyük sükse yaratacak. CHP’nin takoz siyasetine boyun eğmeyiz” demesine, “Birileri sükse yapsın diye İstanbul halkına ihanet edecek, yarın pişman olacakları hiçbir projeye, ‘Evet’ demeyeceğiz” diye karşılık verdi.

Üniversiteli Ceren Özdemir’in katiline iki dava: İndirim uygulanmasın

Ordu’da 20 yaşındaki üniversite öğrencisi Ceren Özdemir’i öldüren katil hakkında iki farklı iddianame hazırlanarak ağırlaştırılmış müebbet istendi.

İYİ Parti’nin asgari ücret teklifi net 2 bin 650 lira: Vergiden muaf tutulsun

İYİ Parti, 2020 yılı için geçerli asgari ücretin vergiden muaf tutulup 2019’daki enflasyon oranı ilave edilerek brüt 2865.40 lira, net 2650.50 lira olmasını teklif etti.

2018’de en çok hırsızlık suçu işlendi; cezaevi mevcudu 265 bine ulaştı

Ceza infaz kurumlarında bulunan hükümlü ve tutukluların toplam sayısı 2018’de bir önceki yıla göre yüzde 14’lük bir artışla 265 bine ulaştı.

Oyuncular Ozan Güven ve Günay Karacaoğlu ‘Don Kişot’um Ben’i anlattı
‘Niteliksiz Adam’ ve Avrupa’nın en büyük dolandırıcılığı

DİKEN’İ TAKİP EDİN

Osman Kavala 774 gündür tutuklu

AGORA

Gerçekler ve ortaya çıkma huyları

Nevşin Mengü

‘Olmamışlığın’ çektirdiği çile ve yaşattığı mahcubiyet

Murat Sevinç

Babacan niçin Erdoğan’ı doğrudan hedef almıyor? Almalı mı?

Levent Gültekin

İktidarın ‘2020’de erken seçim’ mecburiyeti

Kadri Gürsel

Tuvalet kapısında bekletilen şoför ve yeni muhalefet

Nevşin Mengü

GÜNÜN 11’İ

L. Doğan Tılıç: Muhalif sesleri susturmaya çalışmak iktidarların ömrünü uzatmıyor!

İhsan Çaralan: Sorun, ‘AKP kimin partisi olacak’ sorunudur

Mehmet Barlas: Yeni ve eski muhalefet Erdoğan’ın siyasetini nasıl değiştirecek?

Necati Doğru: Kalan ile gidenler

Miyase İlknur: Şimdi kalkıp beraber yürüdükleri bu yolda birbirlerine tekme atıyorlar

Serdar Turgut: Diplomalı cahiller ülkesi

Tarık Şengül: Davul büyükşehir belediye başkanlarının boynunda

Abbas Güçlü: Liyakat var mı yok mu?

Yıldıray Oğur: Muhafazakar siyaset geleneği için ileri adımlar

Deniz Yıldırım: Egemenlik kime ait olacaktır ve kim tarafından kullanılacaktır?

Ahmet Gürsoy: Partiler kuruluyorsa, demokrasi yaşıyor, diri ve dinamik demektir

BİR SAYI

6 milyon

2017-2019 yılları arasında TBMM’de görevli 1481 personelin yurt dışı ziyaretlerinin faturası (TL)

The Weeping Woman – Pablo Picasso

Ne izlesek: İki film önerisi

Ne, nerede, ne zaman: İstanbul için kültür sanat ajandası

‘Duvara bantlanmış muz’un tarihi

Autumn Rhythm – Jackson Pollock

Tecavüzden idam cezasına çarptırılan mahkum: Beni asmayın, hava kirliliği zaten öldürüyor

537 bin 424 yavru deniz kaplumbağası denizle buluştu

Uzmanından, uyku kalitesini artıracak sekiz gıda önerisi

Rapor: Tinder’ı Türkiye’de 1.1 milyon kişi kullanıyor; yüzde 80’i erkek

  • VİTRİN
  • AKTÜEL
  • ANALİZ
  • DÜNYA
  • MEDYA
  • KEYİF
  • AGORA
  • SANAT
  • GÜNÜN ESERİ
  • AGORA
  • DİKEN’E TAKILANLAR
  • BİRİNCİ SAYFALAR
  • GÜNÜN 11’i
  • AKŞAM POSTASI
  • BU GAZETE…
  • DİKEN 5 YAŞINDA
  • KÜNYE
  • İLETİŞİM
  • Email
  • Facebook
  • Google+
  • Pinterest
  • RSS
  • Twitter
  • Vimeo
  • YouTube
Diken 'Yılın Internet Gazetesi' ödülünü kazandı...

"Genç gazeteci arkadaşlarıma! Bu meslek yorucu bir meslektir. Ama, insan büyük bir zevkle çalışır. Kalemine daima efendi kal, uşak olmamaya gayret et. Mecbur kalırsan kır, sakın satma." Sedat Simavi