• 9 SORUDA
  • DİKEN ÖZEL
  • GÜNÜN 11’i
  • DİKENLİK
  • AKŞAM POSTASI
  • VPN HABER
  • ENGLISH

Diken

Yaramazlara biraz batar!

  • VİTRİN
  • AKTÜEL
  • ANALİZ
  • DÜNYA
  • MEDYA
  • KEYİF
  • AGORA
  • SANAT
  • GÜNÜN ESERİ

Ürküten ihtimal: Ya HDP’liler seçimlerin adil yapıldığına inanmazsa?

19/03/2015 12:42

 

FrederikeFREDERIKE GEERDINK

[email protected]

Birçok insan aynı soruyu soruyor bana: HDP yüzde 10 barajını geçecek mi? Sanki elimde bir kristal küre varmış gibi bakıyorlar yüzüme…

Reklam

Herkes gibi ben de nerden bilebilirim…. Barajı geçemeyip meclise giremezlerse ne olacağını da öngöremiyorum. Gazeteciler ne ne olup bittiğini irdeleyebilir ama falcı değiller sonuçta.

HDP’nin yüzde 10 barajını geçip geçemeyeceğine dair tüm tahminler, spekülasyondan ibaret. Ama aralarından biri beni ürkütüyor: Ya HDP barajı geçemez ve insanlar seçimlerin adil bir biçimde yapılmadığına inanırsa…

Ağrı örneği

Fotoğraf: DHA

Fotoğraf: DHA

Reklam

 

Geçen yıl bu tür kuşkuların ne gibi sonuçlara yol açtığını Ağrı’da gördük. AKP yerel seçimleri kazanmış ama usulsüzlük iddiaları ortaya atılmış, seçim yinelenene kadar şiddet hakim olmuş, bir sürü insan yaralanmıştı.

Seçimler yinelendiğinde Ağrı’daydım. BDP kazanmıştı bu kez. Sokaklardaki duygu patlaması çarpıcıydı. BDP seçmenleri halay çekiyordu; öylesini görmemiştim hiç. Yer yarılacaktı sanki. Öyle mutluydular ki… O derece ki konuştuğum bazı AKP’liler bile kaybettiklerine memnundu. Çünkü Ağrı çok daha feci şiddet olaylarına savrulabilirdi. Haklıydılar sanırım. Eğer o duygu patlaması tersten yaşansaydı… Düşüncesi bile kötü.

HDP yüzde 9.8 ya da 9.9’da kalırsa…

Ola ki HDP yüzde 9.8 ya da 9.9’da kalırsa insanların seçim sonuçlarını kabullenmesini sağlamak için ne yapılabilir? Belki tam olarak mümkün değil bu. Bazı  HDP seçmenleri bana hile hurda işlerinin çoktan başladığını söylüyor şimdiden. AKP oy satın alarak ya da bazı kıyaklarla HDP seçmenine kanca atmış bile…

Bu doğru mu bilmiyorum. Bu tür iddiaları doğrulatmak kolay değildir. Ama bildiğim şu ki insanlar böyle şeylerin döndüğüne inanıyorsa, bir başka deyişle daha yapılmadan seçimin sonuçlarına kuşkuyla bakıyorsa sistemde ve demokraside ciddi zaaf var demektir.

Peki ya seçim günü? Yine Ağrı’yla bağlantılı düşünelim. Oy sayımı yapılan bir okula gitmiştim. Keyifliydi izlemek sayımı. Oy pusulaları tek tek açılıp havaya kaldırılıyor, böylece her parti gözlemcisi oyun ne olduğunu görebiliyordu. Kuşkulu oylar ayrılıyor, ayrıca inceleniyordu. BDP gözlemcileri açık ara çoğunluktaydı. Buna karşılık AKP gözlemcileri de pür dikkat tetikteydi. Süreç nispi bir uyum içinde sorunsuz yürüdü. Sonuçlar açıklandığında AKP seçmenlerinin kafasında bir soru işareti yoktu.

Küçük bir şehir başka koca ülke başka

HDP bu seçimde de tek bir oylarının boşa gitmediğini, oy sayımının adil biçimde yapıldığını güvenceye almak için yeterli sayıda gözlemci görevlendirebilecek mi? Ağrı’da sonuna kadar asılmışlardı, bütün oylarına sahip çıktılar. Ama küçük bir şehir başka, koca ülke başka….

Acı bir hatıra

Diyarbakır’da bir arkadaşımla konuştum bu konuyu. 1991 seçimlerinde gözlemciymiş. Türkiye’nin batısındaymış. HDP’nin öncüllerinden HEP için gözlemcilik yapmış. Barajı geçebilmek için adayları SHP listesinden seçime katılmış. Sayıları çok azmış, dönemin büyük partileri DYP ve ANAP gözlemcilerinin yanında. Görevli oldukları okul da epey büyükmüş, bir sürü oy sandığı varmış.

Şöyle dedi: “Sınıftan sınıfa koşturuyorduk. Tüm sandıklara yetişmeye çalışıyorduk ama imkansızdı tabii. Diğerleri gözlemcilerini gün boyu gayet iyi besledi, bize bir şey getirense yoktu. Biz de dışarı adım atamıyorduk sandık başını boş bırakmamak için.” Acı acı güldü sonra…

Komik tabii insanların görevlerini ihmal etmemek uğruna oy peşinde bir oraya bir buraya koşturduğunu gözünüzü önüne getirdiğinizde… Bir yanıyla da üzücü elbette. Arkadaşımın hiçbir kuşkusu yoktu o gün o okulda bazı ‘hatalar’ yapıldığından…

HDP’nin gözlemci ekipleri hazır mı? Ülkenin dört bir köşesindeki seçimlerin mümkün mertebe adil geçtiğinden emin olabilecekler mi? Pek de kuvvetli olmadıkları şehirlerde yeterince görevlileri var mı? Aksi takdirde -ki muhtemelen böyle olacak-  üç aydan da kısa bir süre kala HDP’nin ne kadar oy alacağını nasıl öngörebiliriz?

 

Filed Under: Agora

Tüm yazılar: Frederike Geerdink

SON HABERLER

1921 Anayasası’nın 100’üncü yılı kutlu olsun

Kurtuluş Savaşı sürerken, I. Meclis tarafından 20 Ocak 1921’de (eski takvimle 1337) bir anayasa, Teşkilat-ı Esasiye Kanunu (no.85) kabul edildi. Kuruluş halindeki devletin ilk anayasası.

Profesör uyardı: Salgın nedeniyle jinekolojik kanserlerde erken tanı azaldı

Türk Jinekolojik Onkoloji Derneği Prof. Dr. Fuat Demirkıran salgın nedeniyle kadınların hastaneye gitmekten çekindiğini, bunun da kanserde erken tanı oranının düşmesine yol açtığını belirtti.

Virüse yakalanan 35 yaşındaki borsacı: Telefonu elime alamayacak haldeydim

Denizli’de, Covid-19’u 25 günlük zorlu sürecin ardından yenen Veli Bozkaya, hastalığı gençlerin daha hafif atlattığı algısının çok yanlış olduğuna dikkat çekerek telefonu eline alamayacak kadar şiddetli ağrıları olduğunu söyledi.

Meclis’te bugüne kadar 142 vekil Covid-19’a yakalandı

Meclis Başkanı Mustafa Şentop, bugüne kadar 142 milletvekilinin Covid-19’a yakalandığını bildirdi.

Araştırma: Orta yaşlarda kuruyemiş tüketmek demans riskini azaltıyor

Geniş çaplı bir araştırma, orta yaş ve sonrasında düzenli olarak kuruyemiş tüketmenin, ileri yaşlarda demans riskini azalattığını ortaya koydu.

About Frederike Geerdink

Hollandalı gazeteci. 25 yıldır meslekte. 15 yıl Hollanda’da çalıştıktan sonra 2006’da Türkiye’ye yerleşti. Özellikle Kürt sorunu, insan hakları, azınlıklar ve kadın meseleleri üzerine yazıyor. Ağustos 2012’den bu yana Diyarbakır’da yaşıyor. www.kurdismatters.com ve www.journalistinturkey.com adlı blogları var. Başta Hollanda ulusal haber ajansı olmak üzere birçok mecraya haber ve yazı yazıyor.
Uludere katliamını irdelediği kitabı ‘De jongens zijn dood’ adıyla Hollanda’da yayınlandı.
Not: Kendisi ayrıca Amberin Zaman’ı ‘utandıran’ gazetecidir.

Bir ‘mucize’: İstanbul Üniversitesi rektörünü seçmiştir ve rektörün adı Raşit Tükel’dir
Belki de doğrusu, ‘Kabataş’a inanıyoruz’ demektir…

DİKEN’İ TAKİP EDİN

Osman Kavala 1178 gündür tutuklu

AGORA

1921 Anayasası’nın 100’üncü yılı kutlu olsun

Murat Sevinç

Türklüğü benimsemeyen Ermeni’ye de mi ‘Türk’ denecek!

Murat Sevinç

Yeniden AB ve reform: Gerçek(çi) olabilir mi?

İhsan Dağı

GÜNÜN 11’İ

Muharrem Sarıkaya: Yerli aşıda faz-2’nin şubatta başlaması hedefleniyor

Mustafa Balbay: Trump yönetimi sorunlu bir ‘Türk-Amerikan’ ilişkileri bıraktı

Barış Doster: NATO’nun Biden döneminde farklı davranacağını beklemek gerçekçi değil

İbrahim Kahveci: Uçmayı bırakın, kanadımız kırıldı resmen

Atılım Murat: Mevcut politikadan dönüş olursa, tuhaf kur seviyeleri tekrar konuşulur

Dilek Güngör: Restoran ve kafelerin açılması için formül bulunamaz mı?

İhsan Çaralan: Aşılama hiyerarşisi, sahadaki gerçekle bağdaşır görünmüyor

Mehmet Acet: Erken seçime en az ihtiyaç duyan parti AK Parti

Yılmaz Özdil: Almanya’yla kopma noktasına gelen ilişkilerimizi onarmak için fırsat

Abdulkadir Selvi: CHP’de, üç milletvekilinin İnce’nin kuracağı partiye geçeceği konuşuluyor

Esfender Korkmaz: Kârı sana, zararı millete

Çevrimiçi, yerçekimsiz Gogol

İstanbul Havalimanı’nda bir dakika sanat…

Üç ‘Rebecca’

Şakir Eczacıbaşı’nın fotoğraf sergisinden 10 ‘seçilmiş an’

Bilinmeyen bir cisim yaklaşıyor!

Telefonla konuşmak için 2 kilometre yürüyerek tepeye çıkıyorlar: Kurt saldırısı riskine karşı toplu halde gidiyorlar

Polis çiftlikten çalınan koyunları, dışkılarını takip ederek 10 kilometre uzakta buldu

Starbucks, çalışan tarafından bardağına çekik gözlü yüz çizilen müşterisine 100 bin lira tazminat ödeyecek

Sahibi tedavi gören köpek, beş gündür hastane kapısında bekliyor

  • VİTRİN
  • AKTÜEL
  • ANALİZ
  • DÜNYA
  • MEDYA
  • KEYİF
  • AGORA
  • SANAT
  • GÜNÜN ESERİ
  • AGORA
  • DİKEN’E TAKILANLAR
  • BİRİNCİ SAYFALAR
  • GÜNÜN 11’i
  • AKŞAM POSTASI
  • BU GAZETE…
  • DİKEN 5 YAŞINDA
  • KÜNYE
  • İLETİŞİM
  • Email
  • Facebook
  • Google+
  • Pinterest
  • RSS
  • Twitter
  • Vimeo
  • YouTube

"Genç gazeteci arkadaşlarıma! Bu meslek yorucu bir meslektir. Ama, insan büyük bir zevkle çalışır. Kalemine daima efendi kal, uşak olmamaya gayret et. Mecbur kalırsan kır, sakın satma." Sedat Simavi