Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’la girdiği tartışmalarla gündeme gelen ve AKP içindeki ‘muhalif’ kesim arasında ismi geçen parti kurucularından Bülent Arınç, Turgut Özal Üniversitesi’nde konuşmacı olarak katılacağı bir etkinliğin ‘provokatif olaylar çıkabileceği’ gerekçesiyle iptal edilmesine zehir zemberek bir açıklamayla yanıt verdi.
Arınç, son dönemde çözüm sürecindeki önemli mihenk taşlarından Dolmabahçe Sarayı’ndaki açıklamadan Erdoğan’ın önceden haberdar olduğunu söylemesiyle şimşekleri üzerine çekmiş, Erdoğan, “O zat dürüst davranmıyor” demişti. Arınç’sa “Unutulmamalıdır ki yıkmaya çalıştığınız çınarın gölgesinde güneş görmemiş daha birçok hakikat gölgeleniyor”diye yanıt vermişti.
Arınç, bundan önce de benzer etkinliklerin iptal edildiğini vurgulayarak konuya ilişkin açıklama yapacağını şöyle duyurmuştu.
‘Baskıcılar, ses kesiciler, sus deyiciler…’
Kamuoyunun dikkatine. pic.twitter.com/kHuBVAHaJZ
— Bülent Arınç (@bulent_arinc) May 18, 2016
Twitter hesabından açıklama yapan Arınç, etkinliğin iptal edilmesini ‘saygısızlık’ ve ‘susturma çabası’ diye niteleyerek, yol arkadaşlarını ‘karşı mahalleye geçmek’le eleştirdi: “Şimdilerde bu baskıcılar, ses kesiciler, sus deyiciler bizim mahallenin çocukları ise onlara kızıp mahalle değiştirecek değiliz. Kaldı ki o çocukların sesleri de artık karşı mahalleden geliyor.”
40 yıldır Türkiye’de yasaklara karşı çıktığını savunan Arınç, yol arkadaşlarını ‘güç sarhoşluğuyla yasakçılık oynamak’la itham ederek, buna karşı hamle yapacağını ilan etti: “Daha düne kadar başörtüsü yasağı gibi nice yasaklara birlikte karşı çıktığımız, omuz omuza mücadele verdiğimiz insanlar artık bugün saf değiştiriyor, güç sarhoşluğuyla yasakçılık oynuyor ve omuz atıyorlarsa, o halde özgürlüklere müdahaleyi, özgürlük için mücadele sebebi sayar ve bunun icabını yaparız.”
‘İzlenen bu anti demokratik yol, baskı rejimlerinin yoludur’
AKP’nin iktidarda olduğu süre zarfında 90’ın üzerinde üniversite açıldığını hatırlatan Arınç, izlenen yolun sonunun ‘baskıcı rejim’ olduğunu belirtti: “Anlaşılan şu ki, maharet, üniversite açmak değil; üniversitelerde özgürlüğün ve bilim üretmenin yolunu açmaktır. Maharet yönetici olmak değil; yönetebilmektir. Hoşa gitmeyen gerçekleri duymama ve duyurmama adına izlenen bu anti demokratik yol, baskı rejimlerinin yoludur ve tarih kitapları bu yolun yolcularının hazin sonlarıyla doludur.”
‘Attığımız her adım olay oldu’
Arınç, siyasi hayatı boyunca ‘provokatif olaylar’ın hiç çıkmadığını da sözlerine ekledi: “Ne zamanki sesimiz kısılmaya, varlığımız yoklukla imtihan edilmeye başlandı, işte o zaman attığımız her adım ‘olay’ oldu.”
Arınç, Turgut Özal Üniversitesi’nden önce Kırıkkale Üniversitesi, Beykent Üniversitesi, İstanbul Üniversiesi ve Necmettin Erbakan Üniversitesi’nde vereceği konferansların ‘engellendiğini’ açıkladı.
Yaşanan ‘iptal’lerin siyasi veya idari makamlardan geldiğini kaydeden Arınç, bunların gerekçesinin ‘gerçekleri uymayı istememek ve duyulmasını engellemek kaygısı’ olduğunu savundu.