“…Kemikleşen önyargılar ve tahammülsüz anlayışların bedelini tüm Türkiye ödedi. Eleştiriye tahammül olmadan yol alamayız. Söz olmadan, yazı ve fikir olmadan uygarlık iddiamızı gerçekleştiremeyiz. Farklı düşünmek asla birbirimizi anlamaya, en azından anlama çabasına mâni olmamalı. Demokrasinin temeli tahammül duygusudur…”
Başbakan bu konuşmayı 2009 Şubat başında “Yazar Çetin Altan”a büyük ödülü verirken yaptı ve “İyi ki varsınız. İyi ki yazıyorsunuz” diyerek bitirdi.
O sırada bir başka “Yazar” ve bir başka Erdoğan; Aslı Erdoğan mesela, “Taş Bina ve Diğerleri” kitabını yeni yayınlamış, o kitaptaki öykülerden “Mahpus” ise, henüz kendisi de bir mahpus olmadan 6 yıl kadar önce Fransa’da filme çekilmeye başlanmıştı.
“Artık yazarların hapsedildiği Türkiye değil” müjdesine, “Geçmişte paranoyalar bizi ayırdı” denerek başta Suriye olmak üzere iyi komşuluk ilişkileri, derken “Bir daha o kanlı günlere dönmeyeceğiz” vaadiyle “çözümbarış” ufkunu da ekleyin…
“Yeni Türkiye” esas öyle bir şey olabilirdi belki.