23 Haziran’daki İstanbul seçimi normal bir seçimmiş gibi, sanki bu seçim ‘gerekçesiz bir gerekçeli kararla’ tekrarlanmıyormuş gibi, televizyondaki tartışmayı ‘demokrasi şöleni’ diye adlandıranlara ‘şifa’ dileyerek başlamak isterim…
Bu ortamda çıkılıp ‘projelerin’ vs. tartışılması hem abes hem de çok büyük bir etkisi yok. Çünkü büyük bir çoğunluk için bu bir derbi maçı. Yani nasıl Fenerbahçe-Galatasaray derbisinde Galatasaray daha iyi oynadı diye Fenerbahçeliler takım değiştirmeyecekse, bu tartışmada da çok büyük bir çoğunluk, adayın performasına göre tarafını değiştirmeyecek. Öyleyse her iki tarafın da kararsız azınlığı gözüne kestirdiği açık.
İyi tartışanın ya da iyi olanın kazanacağı gibi bir yanılgıya kapılmamak gerek. Bu program araştırmalara göre geride olan tarafın, “sizden olan aslında benim” deme şansı kazanmak için kurguladığı bir hamle. Bu hamlenin başarılı olacağının garantisi yok elbette…
Program öncesi ortaya atılan “İmamoğlu’na büyük tuzaklar hazırlanıyor, dosyalar açıklanacak” paniği yukarıdaki nedenlerle anlamlı gelmiyor…