Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın hedef göstermesinin ardından düzenlenen operasyonla gözaltına alınıp tutuklanan Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin aileleri çocuklarının cezaevinde değil okulda olması gerektiği mesajını verdi.
Mezopotamya Ajansı’nın (MA) haberine göre aileler ve öğrencilerin arkadaşları bugün basın toplantısı düzenledi.
Tutuklu öğrenci Deniz Yılmaz’ın babası Bülent Yılmaz, 10 öğrencinin tutuklu bulunduğunu, gözaltı girişimlerinin de halen devam ettiğini söyledi.
Lokum dağıtmak için kurulan standın ‘provokasyon’ olduğunu öne süren Yılmaz, “Bu standın kurulmasıyla birlikte ‘Savaşın lokumu olmaz’ diyen topluluğun çok farklı yerlerden fotoğraflarının ve kamera kayıtlarının çekilmesi, bu çekimlerin hızla servis edilmesi ve üniversite öğrencilerinin hedef gösterilmesi bunun çok açık kanıtıdır” dedi.
Yılmaz, çocuklarının devleti yönetenler dahil, ‘Boğaziçi Üniversitesi’ne ve bu üniversitenin hoşgörü, demokrasi ve özgürlük geleneğine karşı kin besleyenler tarafından hedef gösterildiğini’ belirterek daha sonra gözaltıların başladığını ifade etti.
‘Başarıları lütufla değil’
Baba Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü: “Çocuklarımız üniversite sınavlarında büyük başarılara imza atarak Boğaziçi Üniversiteli olmuşlardır. O nedenle kimsenin çocuklarımızın okuma özgürlüklerini ellerinden almaya hakkı yoktur. Çünkü bu başarılar kimsenin lütfuyla gerçekleşmemiştir. Çocuklarımız bilim insanı olmayı, yazar olmayı, sanatçı olmayı, iyi bir eğitimci olmayı hedeflemişler. Bu yolda da önemli mesafeler kat etmişlerdir. Bu yolculukta sorgulayıcı olmayı, insanlıktan, iyilikten, güzelliklerden, barıştan yana tavır almayı öğrenmişlerdir. O nedenle kimse çocuklarımızın bir yerlerden emirler alarak kendilerini ifade ettiklerini iddia edemez. Çocuklarımızın arkasında yanında örgüt arayanlar edebiyat, çevre, çeviri, folklor, bilim kulüplerine, matematik topluluğuna bakabilirler, çocuklarımızı oralarda görebilirler.”
‘Yerleri Silivri değil’
Anayasa’nın 42’nci maddesinin kimsenin eğitim ve öğretim hakkından yoksun bırakılamayacağını çok açık olarak ifade ettiğini, çocuklarının eğitim hakkının ellerinden alındığını dile getiren Yıldız, şunları kaydetti: “Çocuklarımızın yeri Bakırköy, Silivri cezaevi değil Boğaziçi Üniversitesi’nin kampüsüdür. Bizler tutuklu, yargılanan, haklarında soruşturmalar yürütülen Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin aileleri olarak iyilikten, güzellikten, barıştan, aydınlık Türkiye’den yana tüm halkımızı çocuklarımızın eğitim ve öğrenim hakkını savunmaya, üniversite özgürlüğünden yana öğretim üyelerini ve öğrencileri bu gençlerle dayanışmaya, çocuklarımızı ve Boğaziçi Üniversitesi’ni hedef gösterenleri özür dilemeye davet ediyoruz. Aileler olarak çocuklarımıza uygulan bu hukuksuzluğa acilen son verilmesini ve çocuklarımızın serbest bırakılmasını, haklarında yürütülen soruşturmaların durdurulmasını talep ediyoruz.”
‘İnsani hisleri terörize edildi’
Tutuklu öğrenci Yaren Tuncer’in annesi Özgür Tuncer de şunları söyledi: “Toplumda yaşanan her şeye farkındalığı yüksek bir çocuk olarak büyüttüm. Bununla gurur duyuyorum. Tüm canlılar için gözyaşı dökebilen bir çocuğum var. O, iktidarların paraları uğruna canlar yanmasın, analar ağlamasın istiyordu. Evlerinde özgürce konuşabilen çocuklarımız, sokaklarda da düşüncelerini özgürce ifade etmekten yana olan kişilerdi. Her cana canlıya karşı duyarlı, barış isteyen bir çocuktu.”
Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri adına konuşan Tilbe Akan şunları ifade etti: “Arkadaşlarımızla gurur duyuyoruz. Onlar yanlış bir şey yapmadı, önemli bir şey yaptı. Bu kadar baskıya zorbalığa karşı seslerini düşüncelerini ifade ettikleri için hedef alındılar. İnsani hislerle söylenen bir anda terörize edildi. Bu okul hiçbir zaman boyun eğmedi. İktidarın bastırdığı görüşleri bastırdı. Bu yüzden hedef halindeyiz. Onların sesini kampüslerde, sokaklarda, her yerde yükselteceğiz. Onlarla gurur duyuyoruz.”
‘Afrin lokumu’ cezaevine çıktı!
‘Zeytin Dalı Harekatı’nda Afrin kent merkezine girilmesinin ardından Boğaziçi Üniversitesi’nde bir grup öğrenci lokma dağıtmıştı. Başka bir grup öğrenci de “İşgalin, katliamın lokumu olmaz” yazılı pankart açmıştı. Erdoğan, lokum dağıtanlara saldırdığını söylediği öğrencileri ağır ifadelerle hedef almıştı. Hemen ardından başlatılan operasyonda 15 öğrenci gözaltına alınmıştı.
Emniyetteki işlemleri tamamlanarak İstanbul Çağlayan’daki adliyeye götürülen 15 öğrenci, savcılık sorgusunun ardından tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edilip ‘örgüt propagandası’yla suçlanmıştı. Öğrencilerden dokuzu ‘eylem toplumda infial yaratabilir’ denerek tutuklanmış, altısı serbest bırakılmıştı.
Son olarak tutuklu dokuz Boğaziçili için mektup kampanyası düzenleyen bir üniversiteli daha okul girişinde gözaltına alınmasının ardından tutuklanmıştı.