• 9 SORUDA
  • DİKEN ÖZEL
  • GÜNÜN 11’i
  • DİKENLİK
  • AKŞAM POSTASI
  • VPN HABER
  • ENGLISH

Diken

Yaramazlara biraz batar!

  • VİTRİN
  • AKTÜEL
  • ANALİZ
  • DÜNYA
  • MEDYA
  • KEYİF
  • AGORA
  • SANAT
  • GÜNÜN ESERİ

Türkiye’nin sürüklendiği korkunç açmaz

31/07/2016 23:41

 

levent gultekin kelleLEVENT GÜLTEKİN

[email protected] / @acikcenk

15 Temmuz darbe girişimine Batı’nın akıllara ziyan bir yaklaşımı var.

Reklam

Batı medyasına hakim olan hava, ABD’nin ilk dakikadan itibaren meseleye yüzeysel yaklaşımı, AB ülkelerinden esaslı bir açıklama gelmemesi, darbenin üzerinden iki hafta geçmiş olmasına rağmen tek bir AB yetkilisinin Türkiye’yi ziyaret etmemesi… Bütün bunlara bakıldığında, Batı’nın darbeyle değil, başka bir şeyle ilgilendiğini gösteriyor bize.

Peki nedir o? Neden böyle davranıyor Batı? Niçin ülkeyi büyük bir felakete sürükleyecek, demokrasi ihtimalini bütünüyle ortadan kaldıracak, Türkiye’de onarılmaz yaralar açacak bu alçak darbe girişimine esaslı bir tepki göstermediler? Göstermiyorlar?

Üstelik mesele sadece Batı değil. Diğer taraftan bazı Müslüman ülkelerin adının da darbeye destek bağlamında ortalıkta dolaşması meseleyi daha da tuhaf kılıyor.

Reklam

Erdoğan’a destek olmamak adına…

Kimileri Batı’nın bu tavrını Türkiye’ye düşmanlığına bağlıyor.

Diyelim ki gerçekten bir düşmanlık var. Peki neden düşmanlar? Ne istiyorlar Türkiye’den? Ne istediler de alamadılar?

“İki havaalanı, birkaç köprü, birkaç bina yaptık, ondan Batı bize düşman oldu” demek bana çok çocukça geliyor.

Çünkü aklı başında herkes AK Parti’nin en başarılı olduğu, en esaslı işler yaptığı dönemin 2002 ile 2008 yılları arasındaki dönem olduğunu bilir.

İç barışın en yüksek olduğu, ekonomideki büyüme rakamlarının göz kamaştırdığı, yabancı yatırımcının akın akın ülkeye aktığı, kalıcı yatırımların yapıldığı dönem bu dönem.

AK Parti bütün bu işleri o dönemde Batı dünyasından gördüğü destekle yaptı. Batı medyası Erdoğan’ı el üstünde tutup, “Ortadoğu’nun lideri” ilan ediyordu.

Obama’nın ilk ziyaretini Türkiye’ye yapmasının nedeni de içerideki bu olumlu havaydı.

Eğer mesele yatırımlar olsaydı, Erdoğan’ı o zaman niye destekliyorlardı?

O zaman destekledikleri Erdoğan şimdi alçak bir darbeye maruz kalmıştı ve buna niçin sessiz kaldılar?

Görünen o ki Batı dünyasının darbeye yaklaşımını 15 Temmuz öncesi siyasi gelişmeler belirliyor.

Türkiye’nin IŞİD’e yardım ettiği gibi haberlerin elden ele dolaştırılması, içerideki otoriterliğe kayan politikalar, İslamcılığın siyasetin odağı yapılması, mülteci krizinde benimsenen söylem, batı karşıtlığının iç siyaset malzemesi yapması Erdoğan’a karşı Batı’da bir nefret ve öfke dalgasının kabarmasına neden oldu.

Batılılar bu öfkeden kurtulup meseleye sağlıklı bakamıyorlar. Türkiye’yi yıkıma götürecek bir darbeye rağmen Erdoğan’a destek olmamak adına neredeyse darbeye taraftar olacaklar.

Türkiye’nin yıkımı pahasına

Karşı karşıya kaldığımız korkunç tabloyu daha basit anlatayım.

Batı’nın darbeye gösterdiği yaklaşımda ‘Erdoğan olmasın da Türkiye yıkılacaksa yıkılsın’ havası var. Erdoğan’sız Türkiye yaklaşımı ülkeyi felakete sürükleyecek bir yaklaşım.

Hatırlarsanız benzer bir yaklaşımı Suriye’de Esad için göstermişlerdi.

ABD yönetimi öncülüğünde bütün Batı ve medyası “Esad olmasın da…” diyerek Suriye’yi felakete sürükledi. Esad takıntısı yüzünden ülke yerle bir oldu.

Şimdi benzer bir söylemi Erdoğan için kullanıyorlar.

Bu politikayı ne kadar bilinçli yapıyorlar, ne kadar sürdürürler bilmiyorum ama Batı medyasına ve Batılı ülkelerin yaklaşımına hakim olan hava bu. Görünen o ki Türkiye’nin yıkımı pahasına Erdoğan’dan kurtulma politikalarına içimizden yardımcı olacak binlerce işbirlikçi bulmakta da zorlanmamışlar.

Batı dünyası bu aptalca politikasından vazgeçmez, bu çizgide yoluna devam ederse giderek hepimizi ‘Erdoğan mı, Türkiye mi?’ tercihiyle karşı karşıya bırakacaklar.

Böyle bir tercihe zorlandığımızda ne yapacağız? Nasıl bir tutum alacağız?

Batılılar istemiyor diye cumhurbaşkanına sırt mı çevireceğiz? Ya da “Türkiye yıkılırsa yıkılsın ama Erdoğan’ın arkasında duralım” mı diyeceğiz?

Hepimiz için cevabı zor sorular bunlar.

Erdoğan’a büyük iş düşüyor

Ülkeyi bu tercihe zorlanmaktan kurtaracak tek bir isim var, o da Erdoğan’ın kendisi.

Erdoğan’a büyük iş düşüyor.

Türkiye’nin gerçekten bütünlüğe ihtiyacı var. Batılıların hepimizin hayatını cehenneme çevirecek bu yaklaşımını boşa çıkaracak, duyguyla değil akılla üretilmiş politikalara ihtiyacımız var.

Kabadayılık zamanı değil. Meydan okumanın sırası değil. Dini duygu pompalayarak, öfkemize teslim olarak, intikam duygusuyla hareket ederek bu felaketi atlatamayız.

Otoriterliği pekiştirici politikalara ağırlık vererek bu beladan kurtulamayız.

Gerçek manada bir demokrasiye ihtiyacımız var. Süratle iç barışı sağlamaya, toplumu bütünleştirici politikaya ihtiyacımız var.

İnatla, sabırla bütün kışkırtmalara rağmen atılacak demokratik adımlara ihtiyacımız var.

Akılsızların tavsiyeleriyle bir yere varamayız

Diyelim ki Batılılar tüm bu yaptıklarını düşmanlığından yapıyor.

‘Topçu kışlası’ gibi ayrıştırıcı politikalarda ısrar ederek bu düşmanlıkla baş edemeyiz.

Darbecilerle mücadele ederken işkence görüntüleri yayınlamak, FETÖ ile mücadeleyi cadı avına dönüştürmek, önüne geleni içeriye tıkmak Batı’da, ‘Ülke giderek demokrasiden uzaklaşıyor’ algısını güçlendirmekten başka bir işe yaramıyor.

Kimilerinin içindeki hastalıklı duyguları tatmin etme çabası, Batı’daki Erdoğan nefretini artırmaktan, onların değirmenine su taşımaktan başka bir işe yaramıyor.

“Gerekirse ev ev, sokak sokak savaşırız”, “Bu bir istiklal savaşıdır” diyen akılsızların tavsiyeleriyle bir yere varamayız. Ev ev, sokak sokak savaşarak neyi kurtaracağız? Kimden neyi kazanacağız?

İktidarı her gün Batı’ya karşı kışkırtan, Batı’da oluşan Erdoğan öfkesini daha da kabartan yandaş medya artık milli bir sorun halini aldı.

Erdoğan’ın sadece kendini değil, ülkeyi de hesaba katarak politika üretmesi gerekiyor.

Çünkü tehlikede olan sadece Erdoğan değil, ülkenin tümü.

Halkın Erdoğan’ı kurtarmaya gücü belki yeter ama ülkemizi kurtarmaya yetmez.

Ülkenin yıkılması pahasına Erdoğan’dan vazgeçmeyelim ama ülkemizden de vazgeçmeyelim.

Bunu bize bir tek Erdoğan sağlayabilir.

Onun alacağı tavır bundan sonraki süreci de belirleyecek.

Cevabı gereken soru

Görünen o ki iktidar çevrelerinde felaketin boyutunun farkında olan en önemli kişi Başbakan Binali Yıldırım.

Umarım Yıldırım’ın bütünleştirici çabası, sağduyulu açıklamaları bütün iktidar partisi mensuplarına etki eder.

Her ne yapacaksak yapalım, nasıl davranacaksak davranalım ama oluşturulacak politikaları şu sorunun cevabına göre belirleyelim: “Esad olmasın da… “ diyenler,  bu politikalara destek olan kimi İslamcılar ve tüm bunlara direnen bir Esad… Sonunda bu savaşı kim kazandı? Suriye’nin kazananı kim?

Bu soruya vereceğimiz cevap nasıl bir tutum alacağımızı bize gösteriyor.

Tek bir sefer bu insanlara kulak verin

Yazımın sonunda AK Partililere bir kere daha seslenmek istiyorum: Yıllardır size “Öyle yapmayın” diyen herkesi düşman gördünüz, Kulak vermediniz. Esas düşman saldırdığında ise o düşman gördüğünüz insanlar Erdoğan’ın yanında saf tuttu.

Şimdi daha büyük bir felaketle karşı karşıyayız. Tek bir sefer bu insanlara kulak verin. Verin ki bu felaketi el birliğiyle atlatalım.

Yoksa hepimiz hep beraber uçuruma sürükleneceğiz.

Ülke yıkıldıktan sonra iktidarda olmanın bir anlamı yok.

Bunu düşünüyorsunuz değil mi?

Filed Under: Agora

Tüm yazılar: Levent Gültekin

SON HABERLER

Eski eşinin, beş yaşındaki kızının gözü önünde dövdüğü kadın hastaneye kaldırıldı

Samsun’un Canik ilçesinde bir kadın, eski eşi tarafından, beş yaşındaki kızının yanında, sokak ortasında dövüldü. Yüzünde ve kafasında ezikler oluşan kadın hastaneye kaldırıldı. Dayak yediği anların örüntüleri sosyal medyada infial yarattı.

İBB’de seçimlerden sonra kadın yönetici sayısı üç kat arttı

İstanbul Planlama Ajansı’nın verilerine göre İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ndeki (İBB) kadın yönetici sayısı, 24 Haziran 2019’dan bugüne yaklaşık üç kat arttı.

CHP lideri: Türkiye’nin kaderini ilk defa oy kullanacak 6.3 milyon genç belirleyecek

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, önümüzdeki seçimlerde Türkiye’nin kaderini sandığa gidip ilk kez oy kullanacak 6 milyon 300 bin gencin belirleyeceğini söyledi.

Sağlık bakanı, vaka sayıları en çok artan ve azalan illerin grafiklerini paylaştı

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, vaka sayıları en çok artan ve azalan illerin grafiklerini paylaştı.

İmamoğlu’ndan uyarı: Lütfen evde kalmaya devam edelim, veriler bize bunu gösteriyor

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, İstanbullular’ı Covid-19 tedbirlerine uymaları konusunda uyardı: “Lütfen evde kalmaya devam edelim, veriler bize bunu gösteriyor.”

10 Ekim, Cenazesine Sövülenler Garı…
Şeytan nerede?

DİKEN’İ TAKİP EDİN

Osman Kavala 1224 gündür tutuklu

AGORA

Meral Akşener’in onuru…

Murat Sevinç

Hatırlamak istemiyorum ama anlatayım

Mehmet Aksel

Grev haktır…

Murat Sevinç

GÜNÜN 11’İ

İsmail Saymaz: Herkes ‘Güneydoğu neden mavi’ sorusuna yanıt arıyor

Mehmet Demirkol: Sergen Yalçın’ın en büyük başarılarından biri Larin’in geldiği seviye

İhsan Çaralan: 2020, kadınların daha büyük güçlüklerle karşılaştığı bir yıl oldu

Vedat Milor: Meyhane tüm özlemler için en ideal lokanta türü

Abbas Güçlü: Sözleşmeli öğretmen kontenjanlarının açıklanmasıyla yeni bir hayal kırıklığı daha yaşanıyor

İskender Öksüz: Evden çalışanlar, çalışma saatlerini sınırlamalı

Reha Kapsal: Sergen Yalçın’ın çıkaracağı dersler…

Güray Öz: Reformlar kısır döngüsü, muhalefetin de sahiplenmesiyle ülkeyi içinden çıkılmaz bir girdaba savuruyor

Esfender Korkmaz: Laiklik dine zarar verenlere karşı sigortadır

Nagehan Alçı: Perakende taslağı bu haliyle yasalaşırsa bir uçtan diğer uca savrulmuş olacağız

Mustafa Balbay: Birbiriyle taban tabana zıt iki Erdoğan

Leyla Emadi’nin kişisel sergisi: Gel-Git

Elektronik dans müziği ikilisi Daft Punk dağıldı

‘Afrika dahil’

Sanat yayınlarını aynı çatı altında buluşturan border_less ARTBOOK DAYS üçüncü edisyona hazırlanıyor

74. Cannes Film Festivali pandemi nedeniyle ertelendi

Salgına kısa bir mola: 1300 ‘kobay’ araştırma için DJ performansı eşliğinde eğlendi

Çiçek satarak geçimini sağlayan kadın: Kızımı Oxford’da okutuyorum

Dünyanın en yaşlısı olarak bilinen 70 yaşındaki albatrosun yavrusu oldu

Anneleri ölen yedi yavruyu, yavrularını kaybeden köpek emziriyor

  • VİTRİN
  • AKTÜEL
  • ANALİZ
  • DÜNYA
  • MEDYA
  • KEYİF
  • AGORA
  • SANAT
  • GÜNÜN ESERİ
  • AGORA
  • DİKEN’E TAKILANLAR
  • BİRİNCİ SAYFALAR
  • GÜNÜN 11’i
  • AKŞAM POSTASI
  • BU GAZETE…
  • DİKEN 5 YAŞINDA
  • KÜNYE
  • İLETİŞİM
  • Email
  • Facebook
  • Google+
  • Pinterest
  • RSS
  • Twitter
  • Vimeo
  • YouTube

"Genç gazeteci arkadaşlarıma! Bu meslek yorucu bir meslektir. Ama, insan büyük bir zevkle çalışır. Kalemine daima efendi kal, uşak olmamaya gayret et. Mecbur kalırsan kır, sakın satma." Sedat Simavi