Ankara, Afrin’in Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) ilan ettiği ateşkes kapsamında olduğunu söyleyen Amerikan yönetiminin ‘kararı anlamamak ya da çarpıtmak’la eleştirdi.

Fotoğraf: DHA
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Heather Nauert, dün gece yaptığı basın bilgilendirme toplantısında BMGK’nin ‘Suriye’de 30 günlük ateşkes’ kararının Afrin’de da uygulanması gerektiğini dile getirirken, “Türkiye mutabakatı iyice okumalı” demişti. Bu sözlere Dışişleri Bakanlığı’ndan yanıt geldi.
2401 sayılı kararın ‘Suriye rejimi‘nin açlığa mahkum ettiği insanlara insani erişim sağlamayı amaçladığı belirtilen Dışişleri açıklamasında durum Türkiye açısından şöyle izah edildi: “Karar, Doğu Guta başta olmak üzere, Suriye’de kötüleşen insani durum karşısında, acil insani yardım erişimine ve tıbbi amaçlı tahliyelere imkan sağlanması amacıyla çatışmaların gecikmeksizin durdurulması ve en az 30 gün süreyle insani ateşkes ilan edilmesi talebinde bulunmaktadır. Kararda atıf yapılan, insani durumun endişe yarattığı yerler arasında Afrin zikredilmemektedir. Zira Afrin’de cereyan eden, kararda kastedilen şekilde sivil-terörist ayrımı gözetmeyen bir çatışma değil, Suriye’nin bütünlüğünü ve Türkiye’nin milli güvenliğini hedef alan terörist örgütlere karşı yürütülen bir mücadeledir. Türkiye, Suriye’deki çatışmaların taraflarından biri değildir. Türkiye, Afrin’de yürüttüğü Zeytin Dalı Harekatı’nda BM Şartı’nın 51. maddesi temelinde meşru müdafaa hakkını kullanmaktadır.”
Çifte standartlı yorum
Hal böyleyken kararın iyi okunması yönündeki ifadelerin temelden yoksun olduğu belirtilen açıklamada “Sözcünün kararın odak noktasını anlayamadığını ya da bu odağı çarpıtmak istediğini göstermektedir. Kararı amaç ve hedeflerini çarpıtmadan hayata geçirmek ilgili tüm taraflar için öncelik teşkil etmelidir. Masum halkın korunması saikiyle alındığı varsayılan kararın, teröristlerin korunmasına yönelik şekilde çarpık ve çifte standartlı yorumlanmasından özenle kaçınılmalıdır” dendi.
‘Teröre destek açıklamaları yerine…’
Açıklamada, ABD’ye teröristlere destek veren açıklamalar yapmak yerine ‘rejim‘in masum sivil insanlara saldırılarını durdurmaya odaklanması tavsiyesinde bulunulurken Türkiye’nin Suriye halkının acılarının dindirilmesi için üzerine düşeni yapmaya devam edeceği vurgulandı.