• 9 SORUDA
  • DİKEN ÖZEL
  • GÜNÜN 11’i
  • DİKENLİK
  • AKŞAM POSTASI
  • VPN HABER
  • ENGLISH

Diken

Yaramazlara biraz batar!

  • VİTRİN
  • AKTÜEL
  • ANALİZ
  • DÜNYA
  • MEDYA
  • KEYİF
  • AGORA
  • SANAT
  • GÜNÜN ESERİ

TCK’nın mimarlarından Prof. Sözüer: ‘İnfaz yasası’ ayrımcı ve adaletsiz

16/04/2020 00:00

CANAN COŞKUN

[email protected] 

@canancoskun

Meclis’te geçen hafta görüşülmeye başlayan infaz düzenlemesi bugün Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girdi.

Hırsızlık, kapkaç, gasp, mala zarar verme, dolandırıcılık, uyuşturucu ticareti, tehdit, şantaj, cebir, göçmen kaçakçılığı, insan ticareti, bilinçli taksirle öldürme, yaralama gibi suçlardan hüküm giymiş 90 bin kişinin tahliyesini sağlayacak yasa hala tartışılıyor.

Reklam

Birçok hukukçu, yasanın ayrımcı olduğunu, akademisyenlerden kaçırılarak yapıldığını ve Anayasa Mahkemesi (AYM) tarafından denetlenerek iptal edileceğini söylüyor.

Türk Ceza Kanunu’nun mimarlarından İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza ve Ceza Muhakemesi Hukuku Anabilim Dalı Başkanı Prof. Adem Sözüer, Diken’in sorularını yanıtladı.

‘Ceza hukukçuları ve uzmanlar teklifi sunulunca öğrendi’

Düzenleme TBMM’den geçmeden önce verdiğiniz söyleşilerde tasarıyı önceden inceleyemediğinizi söylediniz. Sizce neden bilenine danışmadılar?

Reklam

İnfaz/af paketinin metni bir bütün halinde, üniversitelere gönderilip görüş sorulmadı. Halbuki bu tür kapsamlı değişiklikler konusunda, görüş sorulur veya oluşturulan komisyona gelen uygulamacılar ve akademisyenler birlikte çalışarak ortak bir metin oluşturulur. Bu yöntemler uygulanmadı. Israrlı taleplerimize rağmen üstelik. Ceza hukukçuları ve konuyla ilgili uzmanlar kanunla ilgili teklifin içeriğini TBMM’ye sunulunca öğrendi.

Benim bildiğim 10 üniversiteden öğretim üyeleri görüş hazırlayıp TBMM’ye gönderdi. Bu görüşler kamuoyuna açıklandı. Hemen tüm ceza hukukçuları infaz ve af paketi konusunda görüş birliği içinde şunu söyledi: Anayasaya aykırı, infaz ilkelerine aykırı, ayrımcı ve adaletsiz. Sadece hukukçular değil, kanun görüşülürken yetkili siyasetçiler de “Eleştiriler haklı ama bu aşamada, esasa ilişkin değişiklik yapılamaz” dedi. Bunun alt yazısı, “Siyasetin gereklerine göre bir tercih yapıldı, bilimsel görüşleri dikkate alamayız” olabilir.

‘Tutuklular dezavantajlı’

Tutuklular bu infaz düzenlemesinden yararlanabiliyor mu? Yararlanamıyorsa bu durum ‘suç vasfının değişme ihtimali’ni gözardı etmek midir? Yargılama sonrasında suçsuz olduğuna hükmedilebilecek birinin peşinen salgın hastalıkla cezalandırılması diyebilir miyiz?

Kanunun temel gerekçelerinden biri salgın hastalık. Nitekim geçici maddelerde açıkça Covid-19 nedeniyle hükümlülerin izninden söz ediyor. Bu şekilde izinli sayılıp serbest bırakılan hükümlülerin izin süresi infazdan sayılacak. Buna karşılık, bulaşıcı hastalık bakımından aynı risk altındaki tutuklulara ilişkin bir düzenleme yok. Halbuki Avrupa Konseyi de Covid-19 nedeniyle yapılacak serbest bırakmalardan hem tutuklu hem hükümlülerin yararlanması gerektiğini açıklıyor.

Zaten, konu bulaşıcı hastalık olunca işin doğası gereği böyle bir ayrım yapılmaz. Burada elbette riskli gruplara, çocuklara, kadınlara öncelik verilebilir. Her halükarda tutukluların kategorik olarak, koronavirüs düzenlemeleri kapsamı dışında tutulması, kanunun kendi içinde çelişkisi. Hukuk devleti ve eşitlik ilkeleriyle bağdaşmaz. Tutuklulukların bir bölümü belli bir ölçüye göre adli kontrole dönüştürülebilirdir. Ama bu öneri de kabul görmedi.

İlk derece mahkemeleri, istinaflar ve Yargıtay tutukluluk öncelikli iş olduğu için tutuklu dosyalarını ele alıp inceliyor. Şayet, tutuklulukta geçen süre, infaz paketinde yapılan indirim dikkate alındığında verilecek olası cezayı karşılıyorsa tutuklular tahliye ediliyor. Bence bu doğru bir uygulama. Ama kanuni düzenleme yapılsa daha doğru olurdu. Çünkü infaz paketindeki indirimlerde bazı suçlar yararlanmıyor. Bu nedenle indirimden istisna tutulan suçlardan tutuklu olanlar bakımından yine dezavantajlı bir durum var.

Dileğimiz mahkemelerimizin Covid-19 nedeniyle tutuklulukları adli kontrole dönüştürmekte geniş bir uygulama yapması. Zaten burada bir serbestlik yok, kişi adli kontrol altında olacak. Tutuksuz yargılama esastır. Çünkü tutukluların suçlu olup olmadığı yargılama sonunda belli olacak. 

‘MİT Kanunu’nu muaf tutmak mantıklı ve anlamlı değil’

TBMM önceki gece tasarı üzerinde çalışırken MİT Kanunu kapsam dışı bırakıldı. Bu uygulamanın mart ayında tutuklanan gazetecilerin cezaevinden çıkmaması için yapıldığı yorumları yapıldı. Sizce bu belli bir gruba yönelik ayrımcı bir işlem mi?

Böyle bir maddenin son anda kanuna eklenmesi karşısında, farklı görüşlerde olan kesimler bu madde şu kişileri aleyhine olsun diye kanuna koyuldu diye tepki veriyorsa, burada herkes için geçerli olmak üzere adil bir kanuni düzenleme yapma amacından bahsedemeyiz.

MİT bakımından hukuk devleti ilkelerine uygun etkin caydırıcı düzenlemeler yapılabilir. Bu infaz af paketi nerdeyse bir yıldır çalışılıyor. Tüm o süreçte hiç gündeme gelmemiş. Ama tutuklu gazetecilerin durumu büyük bir tartışma yaratmışken, o gazetecilerin tutuklandığı suçu indirim oranlarından istisna tutan bir maddeyi son anda kanuna ilave etmek, hiçbir açıdan mantıklı ve anlamlı değil. Adeta kanunun anayasaya aykırılık gerekçelerini desteklemek için ilave edilmiş izlenimini veriyor. 

‘İlkelere göre değil, partilerin kırmızı çizgilerine göre yapılmış’

Eşitlik ilkesi bakımından başka sorunlu maddeler var mı?

İnfazda ilke etkinliktir, topluma kazanmaktır, caydırmaktır. Bu kanun ilkelere göre değil, siyasi partilerin açıkladığı “Kırmızı çizgilerimiz var, bunları geçilemez” anlayışıyla yapılmış. O nedenle pek çok dengesizlik taşıyan düzenleme var.

Örneğin 65 yaşın üstünde olup rahatsızlığı aşanlar ve 0-6 yaş arasında çocuğuyla cezaevinde olan anneler bakımından da farklılık gözeten maddeler var. Bir düzenlemenin gerekçesi, yaşlılık, annelik ve çocuksa bunların işlediği suçlara göre bir ayrıma gidilemez.

Temel sorun kanunun infazın temel ilkesi olan suçluyu esas almaması. Aynı suçu işleseler dahi, hükümlülerin kişilikleri farklıdır. Tehlike hali, gösterilen pişmanlık gibi ölçütler değil de suçlar dikkate alınırsa geçmişte olduğu gibi şimdi de aflardan yararlanan birçok kişi tekrar suç işleyip geri döner. Buna karşılık, topluma yeniden kazandırma bakımından ciddi bir sorunu olmayanlar daha uzun cezaevinde kalır. 

AYM, bu düzenlemeyi ne kadar süre içinde denetleyecek?

Toplumda bu kanun koronavirüs affı olarak nitelendiriliyor. Gerçekten geçici maddeler af niteliğinde ve gerekçelerden biri Covid-19. Bu nedenle AYM yakın dönemlerde benzeri olmayan  bir bulaşıcı hastalık riski devam ettiği için bu kanunla ilgili başvuruları öncelikle gündeme alır. 

AYM’nin vereceği bir iptal kararıyla mevcut kanundaki kimi eşitsizlikler giderilebilir. Ayrıca adil, etkin ve infaz ilkelerine uygun düzenlemeler yapmak için bir fırsat yaratabilir. 

Tutuklu gazeteciler için tahliye başvurusu: Yasal değişiklik tahliye yolunu açtı

Yeni infaz yasası yürürlükte: Binlerce kişiye cezaevinden tahliye yolu

Filed Under: Diken özel

SON HABERLER

Ya lidersindir ya değilsindir

Patronluğu ahkam kesmek, disiplini bağırıp çağırmak, liderliği ise “Ben yaptım oldu” demek sanan azımsanmayacak bir grup insan var etrafımızda.

Covid-19 aşısı uygulananlarda hangi ‘yan etkiler’ görüldü?

Sağlık Bakanlığı Toplum Bilimleri Kurulu üyesi Prof. Dr. Mustafa Necmi, Çin’den alınan CoronaVac aşısı uygulananlarda görülen ‘yan etkiler’i anlattı.

Vaniköy Camisi’ndeki yangın: Vakıf yöneticisine dava açılmayacak

İstanbul’da tarihi Vaniköy Camisi’ndeki yangın sonrası başlatılan soruşturma tamamlandı.

AYM’den Berberoğlu için bir kez daha ihlal kararı

Anayasa Mahkemesi (AYM), eski CHP milletvekili Enis Berberoğlu’nun bireysel başvurusu için oybirliğiyle ihlal kararı verdi.

Araştırma: Gençler birbirinden ruh hali kapıyor; negatif olanlar daha bulaşıcı

Oxford ve Birmingham üniversitelerinin araştırmasına göre gençler arasında ruh hali bulaşıcı. Arkadaşlar birbirinden ruh hali ‘kapabiliyor’ ve negatif olanlar daha bulaşıcı.

Öldürülen sağlıkçıların yakınları: Yasa için geç kalındı
‘Corona’ tedavisi yolunda: Dört grup ilaç ve üç aşı çalışması öne çıkıyor

DİKEN’İ TAKİP EDİN

Osman Kavala 1179 gündür tutuklu

AGORA

Ya lidersindir ya değilsindir

Mehmet Aksel

1921 Anayasası’nın 100’üncü yılı kutlu olsun

Murat Sevinç

Türklüğü benimsemeyen Ermeni’ye de mi ‘Türk’ denecek!

Murat Sevinç

GÜNÜN 11’İ

Selcan Taşçı Hamşioğlu: Milletvekili AK Parti’den ayrılırsa ‘hain’, CHP’den ayrılırsa ‘kahraman’

Ali Ece: Beşiktaş rüzgarı fırtınaya döndü

Hilmi Türkay: Ne diyeyim sana Erol Hoca?

Muharrem Sarıkaya: Ekonomi seçime götürecek veya muhalefete kazandıracak kadar batık değil

Zafer Arapkirli: Demokrasiyi duymak bile istemiyorlar

Ussal Şahbaz: Bir strateji olmayınca, fırsatları kaçırmaya devam ediyoruz

Emin Koramaz: Saraylılar yarattıkları bu ‘sözde’ gündemlerle giderek daralan saflarını sıklaştırmaya çalışıyor

Ünal Özmen: Yoksul ülkeler okullarını kapatırken gelişmiş ülkeler açık tutmanın yollarını arıyor

Dilek Güngör: Umarım, işlerin bir tek faiz silahıyla dönmeyeceğini anlamışızdır

Abdulkadir Selvi: Berberoğlu’nun milletvekilliğinin iadesi için ‘dosyanın durdurulması’ kararı istenecek

İbrahim Kahveci: Temel sorun faiz değil yönetim

Çevrimiçi, yerçekimsiz Gogol

İstanbul Havalimanı’nda bir dakika sanat…

Üç ‘Rebecca’

Şakir Eczacıbaşı’nın fotoğraf sergisinden 10 ‘seçilmiş an’

Bilinmeyen bir cisim yaklaşıyor!

Arnold Schwarzenegger aşı olup çağrı yaptı: Yaşamak istiyorsan benimle gel

Britanya’nın en yaşlı tek yumurta ikizlerini Covid-19 ayırdı: Biri hayatını kaybetti, diğeri taburcu oldu

Afrika fillerini gözlem uydusuyla sayıyorlar

Telefonla konuşmak için 2 kilometre yürüyerek tepeye çıkıyorlar: Kurt saldırısı riskine karşı toplu halde gidiyorlar

  • VİTRİN
  • AKTÜEL
  • ANALİZ
  • DÜNYA
  • MEDYA
  • KEYİF
  • AGORA
  • SANAT
  • GÜNÜN ESERİ
  • AGORA
  • DİKEN’E TAKILANLAR
  • BİRİNCİ SAYFALAR
  • GÜNÜN 11’i
  • AKŞAM POSTASI
  • BU GAZETE…
  • DİKEN 5 YAŞINDA
  • KÜNYE
  • İLETİŞİM
  • Email
  • Facebook
  • Google+
  • Pinterest
  • RSS
  • Twitter
  • Vimeo
  • YouTube

"Genç gazeteci arkadaşlarıma! Bu meslek yorucu bir meslektir. Ama, insan büyük bir zevkle çalışır. Kalemine daima efendi kal, uşak olmamaya gayret et. Mecbur kalırsan kır, sakın satma." Sedat Simavi