Ebru Timtik, açlık grevi ile başlayan bir sürecin sonunda yaşamını yitirdi. Bir avukat olarak cezaevinde bulunduğu sırada giriştiği eylemin merkezinde, hukuka bağlı kimsenin reddedemeyeceği ve bugün Türkiye’de sorun olarak gördüğü adil yargılanma talebi vardı. (…)
Bizi nasıl hissettirirse hissettirsin Ebru Timtik’in eylemi, onun durduğu yerden elcil bir eylem oldu. Ancak trajik biçimde sonuçlanan bu eylemi, toplum ve siyasal aktörler açısından aynı yere yerleştirmenin siyasi ve ahlaki olarak doğru olmadığı kanısındayım. Bu eylemin katılsak da katılmasak da hepimiz adına yapıldığını düşünüp, sorumluluğu bütünüyle iktidara yükleyip, kaçamayacağımız bir durumla karşı karşıyayız.