• 9 SORUDA
  • DİKEN ÖZEL
  • GÜNÜN 11’i
  • DİKENLİK
  • AKŞAM POSTASI
  • VPN HABER
  • ENGLISH

Diken

Yaramazlara biraz batar!

  • VİTRİN
  • AKTÜEL
  • ANALİZ
  • DÜNYA
  • MEDYA
  • KEYİF
  • AGORA
  • SANAT
  • GÜNÜN ESERİ

Tahir Elçi, em te ji bîr nakin (*)

27/11/2016 21:54

 

mehves evin kelle sbMEHVEŞ EVİN

[email protected]

François Ozon ‘Frantz’ filmi, 1. Dünya Savaşı’nın hemen sonrasında bir Alman kasabasında başlıyor. Savaş kaybedilmiş, gencecik oğullar cephede yitirilmiş, milliyetçilik şahlanmıştır. Bir Fransız askerinin öldürdüğü oğlunun yasını tutan Alman baba, kasabalılar tüm suçu Fransızlara yüklerken araya girip şöyle der:

Reklam

“Oğullarımızı öldüren onlar değil, cepheye yollayan bizleriz. Fransızlar çocuklarını kaybedince biz kutlama yapıyoruz. Aynı şekilde, biz çocuklarımızı kaybedince Fransızlar kutluyor. Oğullarımız öldükçe kadeh kaldırıyoruz.”

Savaşın kara girdabı, nefretin anlamsızlığı daha güzel nasıl anlatılabilir?

28 Kasım 2015’te öldürülen Tahir Elçi, hep bunu anlatmaya çalıştı.

Reklam

O günden bugüne, bin yıla sığacak şiddette, dehşette, yoğunlukta şeyler yaşamadık mı? Şehirler yıkıldı, darbe girişimi denen faciayı yaşadık, siviller dahil binlerce insan bir yılda canından oldu.

O gün Tahir Elçi’yi Dört Ayaklı Minare’nin önünde, basın açıklaması yaptıktan hemen sonra, kameraların önünde vurdular.

Gösterilmek istenen; değerli, tanınmış bir insan hakları savunucusunu, bir Kürt avukatın canını gündüz gözüyle, kendi şehrinin kalbinde vurabilecekleri ve sorumlularının ‘sırra kadem basacacağı’ydı.

Cinayete dair adli deliller yok edildi, soruşturma tavsatıldı, hukuki gereklerin hiçbirini yerine getirilmedi.

Suruç, 10 Ekim ve peşi sıra gelen her toplu katliamda getirilen yayın yasakları, halkın bilgiye erişimini engelledi.

Ölüler, her yerden ölüler fışkırdı. Artık barışın değil, savaşın zamanıydı.

Geleceğe iyi bir miras bırakmak

Sadece Kürt halkına değil, barışçıl yöntemlerle çözümü ‘hala’ savunan, çocukların ölmesini kutlamayan herkese bir ‘mesaj’dı Elçi’nin katli.

Bir dönemin sonunun geldiği artık ilan edilmişti. Ama gelin görün ki kimileri hala, ısrarla ‘Barış, özgürlük, eşitlik, demokrasi’yi savunuyordu. Hala müzakere masasına dönülebileceğini, aksi takdirde Türkiye’nin sadece evlatlarını değil, pek çok değerini, birarada yaşama kabiliyetini kaybedeceğini söylüyorlardı.

Rejimin demokrasiden uzaklaştığını, bundan kimseye hayır gelemeyeceğini, evrensel hukuk normlarına sıkı sıkıya tutunmak gerektiğini hatırlatıyor, ifade özgürlüğünden ödün vermemekte diretiyorlardı.

Tahir Elçi onlardan biriydi. En yüreklilerinden…

Sadece Kürt halkı değil, bu ülkenin her vatandaşı, Elçi gibi kendini barışa adamış bir insan hakları savunucusunu kaybettiği için bugün biraz daha eksik.

Sur’da olduğu gibi tarihi ve kültürel değerlerin ‘savaş cephesi’ haline getirilmesine karşı sesini yükselten, vatandaşa karşı işlenen insanlık suçlarını ortaya çıkarmayı ve bunlarla hesaplaşmayı görev edinen Elçi, her zaman saygıyla, sevgiyle anılacak.

Geleceğe iyi bir miras bırakmakla berbat bir miras bırakmanın arasındaki fark bu işte: Tahir Elçi, bu gezegendeki, bu topraklardaki zamanını alnının akıyla tamamlamış, özel bir insan.

Onun izinden gidecek, barışçıl mücadelesinden ilham alacak nice insan var, devamı da gelecek. Ne mutlu ona!

Elçi bugün yaşasa yine umudunu yitirmezdi

Mutsuz olanlar, geride kalanlar belki de…

Sadece kayıplar ve acılardan kaynaklanmıyor bu mutsuzluk. Bugün 6 milyonun oy verdiği bir partinin temsilcilerinin görev yapması engelleniyor, hapse atılıyor, tecritte tutuluyorsa bu hepimizin kaybı, hepimizin eksiği.

Türkiye siyasetinin en önemli isimlerinden, 74 yaşındaki Ahmet Türk’ün Mardin’den alınıp Silivri’ye yollanması kime, ne kazandırır? Ne kaybettirir?

Kayyuma devredilen belediyelerin başkanlarını hapse tıkmak, onlara oy veren halkı da sembolik olarak tutuklamak anlamına gelmiyor mu?

Dünyanın neresinde böyle birşey kabul görebilir?

HDP’nin eşbaşkanları dahil, 10 milletvekilinin iddianame hazırlanmadan hapiste olması, demokrasi adına büyük bir utanç ve kayıp…

İsteyenin, herhangi bir siyasetçinin, gazetecinin ya da akademisyenin ağzından çıkan bir sözü alıp ‘terör’le ilişkilendirebileceği bir ortamda kim, nasıl siyaset yapabilir? Özgürce fikrini savunabilir?

HDP’li vekillerin sayıca azalması, kimi zaman birkaç oyla kaderi değişebilen Meclis çalışmalarını etkileyecek. Anayasal değişikliğin oylanmasından tutun, cinsel istismar suçlarında ‘rıza’ yaşını 12’ye indiren yeni yasaların çıkarılmasına, muhalefet, daha da güçsüz hale getirilecek.

Kuşkusuz bu tablo, sadece Kürt siyasetçilere oy verenler açısından değil, her vatandaş için korkutucu ve tehlikeli. Tabii ideal yönetilme biçimini 80’lerin sıkıyönetimi ve 90’ların şiddetinde görmüyorsanız!

Herşeye rağmen biliyoruz ki en karanlık gecenin ardından güneş hep doğar.

Adalete belki bu dünyada kavuşmak her zamankinden zor, ama imkansız değil.

Tahir Elçi hep umutluydu. Bugünü görebilseydi de umudunu yitirmeyeceğini, huzur içinde, bir arada yaşamak için canla başla çaba harcayacağını bilmek bana güç veriyor. Herkese vermeli.

(*) Seni unutmayacağız…

Filed Under: Agora

Tüm yazılar: Mehveş Evin

SON HABERLER

TED başkanından 10 yaş altı uyarısı: Eğitim sistemi lego gibi ortadan çöker

Türk Eğitim Derneği (TED) Genel Başkanı Selçuk Pehlivanoğlu, Türkiye’nin salgın süresince yürütülen eğitim politikaları nedeniyle ‘öğrenme krizi’ ile karşı karşıya olduğunu söyledi.

Keymen İlaç’ın sahibi, CHP’li Emir’e dava açıyor: Aşılama dozu arttıkça iftira artıyor

Çinli Sinovac’ın Türkiye distribütörü Keymen İlaç’ın sahibi Cantürk Alagöz, CHP Ankara Milletvekili Murat Emir’e dava açacağını söyledi.

İstanbul’un barajlarında su seviyesi yüzde 58.23’e yükseldi

İSKİ verilerine göre barajlardaki su seviyesi 8 Ocak’ta yüzde 19.16’ya kadar inerken aradan geçen sürede yağışlarla yüzde 39.07 arttı.

Hrant Dink davası: Hüküm, üye hakim kalp ameliyatı olduğu için açıklanmadı

Ahmet Faruk Aydoğdu’nun eski eşi ve Hüseyin Çal isimli bir kişi ardışık arama suçlamasıyla ilgili tanıklık yaptı.

Araştırma: Çin aşısı, mutasyona karşı yeterli olmayabilir

Çinli Sinovac şirketinin Covid-19 aşısı virüsün Brezilya’da tespit edilen yeni mutasyonuna karşı yeterli antikor tepkisi oluşturmuyor olabilir.

Levent Gültekin’in yazısına dair bir iki söz
Castro, Chavez ve Erdoğan

DİKEN’İ TAKİP EDİN

Osman Kavala 1221 gündür tutuklu

AGORA

Meral Akşener’in onuru…

Murat Sevinç

Hatırlamak istemiyorum ama anlatayım

Mehmet Aksel

Grev haktır…

Murat Sevinç

GÜNÜN 11’İ

Zafer Arapkirli: Bunların hepsini ayaklar altına aldığınız rejime demokrasi diyemezsiniz

Ali Sirmen: Ortak demokrasi cephesinin en zayıf noktası

Kerem Alkin: Kamu mali disiplini bu sürecin de önemli parçası

Sedat Ergin: Bu hedefler çoktan geride kalmış olmalıydı

Necati Doğru: Mart ile nisan ayları da zamların yağacağı aylar olacak

Abdulkadir Selvi: Asiltürk’le Karamollaoğlu arasındaki soğukluk konukların da dikkatini çekmiş

Mehmet Demirkol: Mesut zinde olmayınca iki kanadın Antalya gibi bir savunmaya karşı çalışması mümkün değil

Ahmet Taşgetiren: İYİ Parti, HDP’ye ortak zemin çağrısı yapabilecek en avantajlı parti

Alaattin Aktaş: Yerli yatırımcı ne düşündüğü için yabancının sattığı hisse senetlerini topluyor?

Ünal Özmen: Erdoğan biliyor mu bilmem; dikenli bitkiler suyunu kendisi bulur

Akif Beki: AK Parti, özlediği ateşli ruhu, o taraftan karşıya taşınırken muhalefette bıraktı

Leyla Emadi’nin kişisel sergisi: Gel-Git

Elektronik dans müziği ikilisi Daft Punk dağıldı

‘Afrika dahil’

Sanat yayınlarını aynı çatı altında buluşturan border_less ARTBOOK DAYS üçüncü edisyona hazırlanıyor

74. Cannes Film Festivali pandemi nedeniyle ertelendi

Dünyanın en yaşlısı olarak bilinen 70 yaşındaki albatrosun yavrusu oldu

Anneleri ölen yedi yavruyu, yavrularını kaybeden köpek emziriyor

Gaziantep belediyesi, menengiç kahvesi için AB’ye tescil başvurusu yaptı

Whatsapp’a yeni özellik: Masaüstünde görüntülü ve sesli arama

  • VİTRİN
  • AKTÜEL
  • ANALİZ
  • DÜNYA
  • MEDYA
  • KEYİF
  • AGORA
  • SANAT
  • GÜNÜN ESERİ
  • AGORA
  • DİKEN’E TAKILANLAR
  • BİRİNCİ SAYFALAR
  • GÜNÜN 11’i
  • AKŞAM POSTASI
  • BU GAZETE…
  • DİKEN 5 YAŞINDA
  • KÜNYE
  • İLETİŞİM
  • Email
  • Facebook
  • Google+
  • Pinterest
  • RSS
  • Twitter
  • Vimeo
  • YouTube

"Genç gazeteci arkadaşlarıma! Bu meslek yorucu bir meslektir. Ama, insan büyük bir zevkle çalışır. Kalemine daima efendi kal, uşak olmamaya gayret et. Mecbur kalırsan kır, sakın satma." Sedat Simavi