İstanbul’da depreme dayanıksız olduğu belirtilen bina sayısı, 30 binden 50 bine kadar telaffuz ediliyor.
Allah korusun, beklenen ‘büyük deprem’ meydana gelirse, bu balık istifi sıkışık İstanbul’da enkazlar yüzünden kurtarma ve yardım nasıl ulaştırılabilir?
Apartmanlardan, gökdelenlerden, AVM’lerden fırlayacak insanlar nerede toplanır?
Deprem toplanma alanları imara açılmadı mı?
İstanbul’u bu kadar betona, bu kadar nüfusa boğmanın ne manası vardı?
İstanbul depreminin ‘en şiddetli deprem’ olması ihtimali, herkesi düşündürmelidir.
Onun için Ekrem İmamoğlu’nun “Kanal’ı bırak, depreme bak” sözünü haklı buluyorum.
İstanbul’a kanal değil, açık, şeffaf, kayırmasız ihalelerle ve tamamen denetlenebilir bir kentsel dönüşümler lazım.