Başta İçişleri Bakanı Süleyman Soylu olmak üzere yetkililerin “İstanbul’daki Suriyeliler sınır dışı edilmiyor, geldikleri illere geri gönderiliyor” açıklamalarının gerçeği yansıtmadığı öne sürüldü. ‘Birlikte Yaşamak İstiyoruz İnisiyatifi’nin, kayıt dışı Suriyeli mültecilerin sınır dışı edilmesine ilişkin hazırladığı ‘Sınır Dışıların İki Haftası’ adlı raporuna göre, sınır dışı edilmeler sırasında ölümle de sonuçlanan çok sayıda hak ihlali yaşandı.
Euronews Türkçe’nin haberine göre, ‘Birlikte Yaşamak İstiyoruz İnsiyatifi’ tarafından İnsan Hakları Derneği’nde (İHD) düzenlenen basın toplantısına İHD Genel Başkanı Gülseren Yoleri, CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ve HDP İstanbul Milletvekili Ahmet Şık da katıldı.
Toplantıda ilk konuşan Gülseren Yoleri, İstanbul Valiliği tarafından 20 Ağustos 2019 tarihine kadar İstanbul’da bulunan ama kaydı başka şehirlerde olan veya kaydı olmayan Suriyelilerin kenti terk etmeleri açıklamasıyla birlikte derneklerine çok sayıda başvuru gelmeye başladığını belirtti. Yetkililerin sınır dışı edilmenin olmadığına yönelik açıklamalarının gerçeği yansıtmadığı söyleyen Yoleri, şunları söyledi: “Kaydı olmayanlar değil, kaydı olanlar dahi sınır dışı edilmiş durumda. Tuzla Geri Gönderme Merkezi’ndeki bir görevli, yakınını soran birine; ‘Bize hiç sormayın. Bize otobüsle insanları getiriyorlar ve biz de olduğu gibi sınır dışı ediyoruz’ dediklerini aktardı.”
‘Sınır dışı edildi, Türkiye’ye geri dönerken vurularak öldü’ iddiası
‘Birlikte Yaşamak İstiyoruz İnsiyatifi’ adına konuşan Eyüp Özer ise raporda yer verdikleri hak ihlallerini aktarırken, İstanbul’dan sınır dışı edilen ve tekrar Türkiye’ye girmeye çalışırken vurularak ölen Hişam Mustafa dışındaki tüm isimleri güvenlikleri nedeniyle değiştirdiklerini belirterek şöyle dedi: “Hişam, kimlik kontrolü sırasında alınıp, sınır dışı edilmiş. Daha sonra babasının bize aktardığına göre, eşi ve çocukları burada kaldığı için iki gün önce (5 Ağustos 2019) yeniden sınırdan geçmeye çalışırken jandarma tarafından vurulmuş. Bir diğeri ise Mecd… Bir trans birey. Bir arkadaşının rahatsızlığı üzerine hastaneye gidince İstanbul’da geçici koruma kimliği olmasına rağmen alınmış. Avukatının müdahale etmesine izin verilmeden sınır dışı edildi. Şu anda Nusra tarafından cezaevinde ve belki de ölümünü bekliyor ya da belki de ölüm cezası infaz edildi. Şu anki durumu nedir bilmiyoruz.”
Suriyelilerin sınır dışı edilmeleri sürecinde Geri Gönderme Merkezleri’nde kötü muamele ve şiddete dair tanıklıkların bulunduğunu belirten Özer, “Nedensiz yere hamile kadınlar, küçük çocuklar, bebekler burada tutuluyor” dedi.
Suriyelilerin, elleri kelepçeli bir şekilde, kötü muameleye maruz bırakılarak sıklıkla şiddet uygulanarak otobüslere bindirilerek sınır dışı edildikleri vurgulanan raporda göçmenlere ilişkin talepler ise şöyle sıralanıyor: “Kolluk kuvvetlerinin göçmenlere yönelik ev baskınları, kimlik kontrolü, alıkoyma, zorla ‘Gönüllü Geri Dönüş Belgesi’ imzalatma uygulamaları ve kötü muamele sonlandırılmalıdır. Göçmenleri ötekileştirici söylemlere son verilmelidir. Göçmenlere seçtikleri şehirlerde kayıt yaptırma ve seyahat özgürlüğü sağlanmalıdır. Türkiye, Cenevre Mülteci Sözleşmesi’ne koyduğu sınırlamayı kaldırmalı ve AB-Türkiye arasındaki geri kabul anlaşması iptal edilmelidir.”
Toplantıda konuşan Ahmet Şık, şöyle dedi: “Meclis partilerinin çoğunluğu arasında Suriyeli sığınmacılara bakış konusunda bir mutabakat var maalesef. Suriyeli sığınmacılara ilişkin herhangi bir eleştiri beyan edecek herkesin önce şu soruyu sorması gerekir; Suriyeli sığınmacılar neden burada? Devletin ve AKP hükümetinin bu insanların burada ya da dünyanın herhangi bir yerinde olmasının nedenleri konusundaki suç ortaklığı nedir?”
Tanrıkulu: CHP Suriye barış konferansı planlıyor
Sezgin Tanrıkulu ise şunları söyledi: “Hükümete de buradan sesleniyorum. Özellikle 31 Mart’tan sonra Suriyeliler meselesini bu şekilde insani olmayan, insan haklarına aykırı bir tutumla ele almalarını kınıyorum. Bu tutumdan vazgeçmelerini ve sivil toplumla, muhalefetle ortaklaşarak bir politika üretmeleri gerektiğini bir kez daha ifade ediyorum. Valiye de sesleniyorum, büyük insani dramlara, bedellere yol açan bu tutumunuzu bir kez daha gözden geçirin. Ortaklaşarak bir yerel politika üretme yoluna gidin! Biz parti olarak Suriye’de barışın inşası için bir toplantı hazırlığı yapıyoruz. Suriye’de mutlaka barış sağlanmalıdır.”
Toplantının ardından Euronews Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Sezgin Tanrıkulu, CHP’nin Suriye ile ilgili ‘barış konferansı’ hakkında şöyle dedi: “Eylül ayında bir konferans planlandı. Hem Suriyeli mültecilerin Türkiye’deki durumu hem de Suriye’de barış odaklı bir siyaset nasıl inşa edilir üzerine bir çalışma yapılıyor” dedi.