15 Temmuz gerçekten de çok kritik bir târihsel eşiğe işâret ediyor. Önümüzde Avrupa kapısının kapandığı, Atlantik hegemonyasının Türkiye’yi gözden çıkarmış olduğu ihtimâline dâir güçlü emârelerin ortalıkta kol gezdiği bir tablo var.
Gerçekler bize eski komşularımızı hatırlattı. Türkiye eksenini hafifçe oynattı ve Rusya ve İran ile yakınlaşabileceğini hissettirdi. İşler Irak, Libya ve Mısır’da olduğu gibi bâsit değil. Bir üflemeyle oradaki müesses gözüken ne varsa yıkabilirsiniz. Ama ibre Türkiye’ye geldiğinde hesap döner.
Dahası Türkiye artık Suriye meselesine doğrudan dâhil oldu. Şimdi top Atlantik ve onun diz çöktürdüğü Avrupa’da. 15 Temmuz onlara Türkiye’nin kolay lokma olmadığını yeteri kadar gösterdi. Kurumları ne kadar tahrip edilmiş olsa da Türkiye Cumhûriyeti, güçlü toplumsal dinamikleriyle Ortadoğu’nun bin senelik devletli târihinin en büyük aktörüdür.
Şimdi ya Oryantalist basitlemelerle yaptıkları belli olan çarşıdan dönen hesaplarını gözden geçirip yeniden Türkiye’yi kazanmanın yollarını arayacaklar; veyâ Türkiye varlığını korumak adına gereken neyse ve hangi bedeli gerektirirse gerektirsin onu yapacaktır.
Mâceracı bir çıkarsama yapmıyoruz ama; Türkiye, İran ve Rusya’nın ortak siyâsetler geliştirebildiği bir coğrafyada Atlantik için işler iyi gitmiyor demektir.