Sözcü gazetesinin imtiyaz sahibi Burak Akbay, gençliğinde İsviçre’de Cemaat evlerinde yetiştiği iddiasını gündeme getiren Fehmi Koru’ya verdiği yanıtta, “İftiracıların cezalandırılması için yargıya gittim ama netice alamadım” dedi.
Yıllar boyu Gülen Cemaati lideri Fethullah Gülen’e yakınlığıyla bilinen Fehmi Koru’nun, sahibi ve üç çalışanı hakkında ‘FETÖ’ gerekçesiyle soruşturma başlatılan Sözcü hakkında ‘tanık’ sıfatıyla ifade verdiği ortaya çıkmıştı.
Koru’nun, daha önce 2010 yılında Yeni Şafak’ta dile getirdiği bir iddia nedeniyle tanıklığına başvurulduğu belirtiliyordu.
Burak Akbay’ın babasıyla konuştuğunu söyleyen Koru, babasının kendisine “Burak İsviçre’de Cemaat’e ait bir evde yetişti” dediğini öne sürüyordu. Koru’ya göre Sözcü, Cemaat’in muhalefeti yönlendirmek için açtırdığı bir gazete olabilirdi.
‘Kendi gazetemi kullanmak istemedim’
Bugün, gazetesinde bu iddialara yanıt veren Sözcü’nün imtiyaz sahibi Burak Akbay’sa “Fehmi Koru’nun iddiasını yedi yıldır neden yalanlamadın” diye suçlandığını, ancak o dönem bu iddialara karşı dava açsa da sonuç alamadığını belirtti.
Kendi gazetesine bir açıklama yapan Akbay şöyle dedi: “Ben, demokrasiye ve basın özgürlüğüne inanan bir kişiyim. Aynı zamanda gazete sahibiyim. Sadece kendi işimi, yani gazetecilik yaparım. Beni çok yakınlarım dışında kimse tanımaz. Gözönünde olmayı sevmem. Elimi kolumu sallayarak sevdiklerimle birlikte sokakta rahatça yürüyebilme özgürlüğünü severim. Şahsımla ilgili bir konuda kendi gazetemde, kendi haberimi yaptıracak karakterde bir insan da değilim. Kendi gazetemi, bu tür asılsız suçlamalara cevap vermek için kullanmak istemedim.”
‘Bıçak kemiğe dayandı’
Hakkında yazılanların tek bir satırının bile doğru olmadığını söyleyen Akbay, bu yüzden o dönem ‘iftira atanlara karşı yargıya sığındığı’nı belirtti.
Akbay şöyle devam etti: “Ama artık bıçak kemiğe dayandı. Hakkımda verilen gözaltı kararı nedeniyle konuşmaya karar verdim. Bana atılan iftiraları, belgeleriyle çürüttüm; hepsinin yalan olduğunu ispatladım. SÖZCÜ’nün 10 yıllık arşivi herkese açıktır, yaptığımız yayıncılık ortadadır. Atatürk ilkeleri, cumhuriyet ve demokrasiye bağlılığımızın başta okurlarımız olmak üzere milyonlarca tanığı vardır. Kimin FETÖ’cü olduğu, kimin bu sinsi örgütü büyütmek için kalem oynatıp çaba harcadığı ortadadır. Karar kamu vicdanındır.”
Koru: Akbay yalanlasa konu kapanırdı
Akbay’ın yanısıra, Koru da kendi iddiasının yeniden gündeme gelmesi karşısında bir açıklama yapıp yazdığı yazının bir gazetecilik örneği olduğunu savundu.
Sözcü’yle ilgili bilgileri 2008 ve 2010’da iki kez gündeme getirdiğini yazan Koru, Akbay’ın o dönem kendisini yalanlamadığını belirterek, “Burak Akbay kendisinden beklediğim üzere ‘Hayır öyle bir şey hiç olmadı, benim onlarla yolum hiç kesişmedi’ diye bir açıklama gönderseydi, konu daha o günlerde (2010’da) kapanırdı” dedi.
Koru, o dönem yazıyı, ‘Taha Kıvanç’ mahlasıyla yazmıştı.
‘Benim yaptığıma gazetecilik deniyor’
Kendisinin yıllar önce yazdığı yazı nedeniyle suçlandığını söyleyen Koru şöyle devam etti: “2010’da, yani henüz ortada fol yok yumurta yok iken, ilginç bulduğum bir bilgiyi paylaştığım için bugün suçlanmam tuhaf. Hiçbir gazetenin yayınlarından dolayı kapatılma tehdidi altına düşmesine, gazetecilerin görüşleri yüzünden tutuklanmasına taraftar olmadım, bunlara her zaman karşı çıktım.”
Başsavcılığa Ağustos ayında ifade verdiğini doğrulayan Koru, “Tekrarlayayım: Sözcü konusunu 2008’de, Ergenekon belgesini 2001’de yazdım. Kusura bakılmasın, ama dünyanın her yerinde benim yaptığıma ‘gazetecilik’ deniliyor. Bilin istedim” dedi.