YPG’nin ana omurgasını oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri (SDG), 2015 sonrasında Suriye’deki IŞİD tehdidine karşı mücadelede ABD ile askeri ittifaka girerek, kendisini Amerikan yönetimi nezdinde etkili bir muhatap olarak tescil ettirmişti. ABD ile YPG arasında askeri düzlemde kurulan işbirliği bu kez petrol alanına doğru bir sıçrama yapmıştır.
SDG-ABD anlaşmasının altını çizdiği en önemli sonuçlardan biri, Suriye’nin toprak bütünlüğünü tehlikeye düşüreceği yolunda benzer kaygıları taşıyan Astana sürecinin aktörleri Türkiye, Rusya ve İran’ı -bir kez daha- aynı ortak payda üzerinde buluşturmuş olmasıdır.
Türkiye, Suriye’nin geleceği söz konusu olduğunda resmi söylemindeki ‘stratejik ortağı’ ABD değil, Rusya ve İran ile aynı stratejik hatta yer almaktadır. Esad rejimi ile hiçbir diyalog içinde olmasa da, gelişmelerin akışı Ankara’yı ister istemez Suriye’deki ‘merkezi otorite’ ile temel pozisyonda aynı dalga boyuna getirmektedir.