BM yetkilisinin (De Missura) konuşmasının bu bölümünde ısrarla vurguladığı husus, İdlib’de terörist gruplar ile silahlı muhalif gruplar arasında ayrım yapılması gereğidir. De Missura, aynı zamanda “Sivillerin İdlib’de kalması ve savaşçıların ayrılması kitlesel göçü engelleyecek en uygun seçenektir” diye konuşuyor.
BM özel temsilcisinin bu noktada getirdiği bir öneri, garantör ülkelerin (Türkiye, Rusya ve İran) milislere ve savaşçılara, özellikle de El Nusra/HTŞ’ye süre vererek bölgeyi terk etmelerini istemeleridir. Temsilci, Rusya ve Türkiye’nin bu fasılda rol üstlenmesinin yerinde olacağını belirtiyor.
De Missura’nın BM’de Erdoğan’ın “Tahran’a getirdiği fikirler”den söz ederken, Tahran zirvesinde Cumhurbaşkanı’nın “İdlib’de Rusya’nın rahatsızlık duyduğu unsurların Halep ve Hmeymim bölgelerine saldırı düzenleyemeyecekleri yerlere çekilmesi” yolundaki önerisini kastediyor. Erdoğan’ın bu önerisi, uygulamada HTŞ’nin İdlib’de üslendiği mevzilerin büyük bir bölümünü terk etmesi anlamını taşıyor.
Geldiğimiz noktada başta HTŞ olmak üzere İdlib’deki silahlı grupların buradan çıkarılmaları konusunda muhtelif fikirlerin tartışma zeminine girmeye başladığını söylemeliyiz.