2013’teki Gezi eylemlerinde evinin önündeki sokakta polisin attığı gaz fişeği ile yaralanıp komaya girdikten 269 gün sonra hayatını kaybeden 15 yaşındaki Berkin Elvan’ın vurulmasını soruşturan Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz’ın 31 Mart 2015’te Çağlayan Adliyesi’ndeki silahlı baskın sırasında vurularak öldürülmesi davasında karar çıktı. Kararda, iki sanığa ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi.
Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı’nda 31 Mart 2015 tarihinde Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz, DHKP/C üyesi Şafak Yayla ve Bahtiyar Doğruyol tarafından makam odasında rehin alınmış, daha sonra yapılan baskında Kiraz’ın vurularak öldürüldüğü anlaşılmıştı. Kiraz’ın, DHKP/C’lilerin silahlarından çıkan kurşunlarla hayatını kaybettiği açıklanmıştı.
Savcı Kiraz cinayeti ile ilişkili dördü tutuklu dokuzu firari 14 sanığın yargılandığı davada ise karar çıktı. Sanıklar Mustafa Koçak ve Murat Canım ‘Cebir ve şiddet kullanarak anasayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs’ suçundan ayrı ayrı ağırlaştırılmış müebbet cezası ve diğer suçlardan da toplam 39 yıl hapis cezasına çarptırıldı.
Sanık Koçak: İşkenceye maruz kaldım, açlık grevindeyim
İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya, tutuklu sanıklar Mithat Öztürk, Murat Canım, Cengiz Özel ve Mustafa Koçak ile tutuksuz sanık Deniz Özel ve avukatları katıldı. Son savunmasını yapması için önceki celsede süre verilen sanık Mustafa Koçak, savunmasını hazırlayamadığını, verilen altı günlük sürenin de avukatıyla görüşüp, müzakere yapmaya yetmediğini öne sürerek savunmasını hazırlamak için süre talep etti. Sanık Koçak açlık grevine de devam ettiğini belirterek, “Bugüne kadar yaşadıklarım haksızlıktır. İşkenceye maruz kaldım. Herhangi somut bir delil olmadan gözaltına alındım. Bu dosya haksızlık, adaletsizlik üzerine kurulu. Gerçekler yalanlarla yok edilemez. Bizler bu davanın günah keçileriyiz” dedi. Sanık avukatı Ali Şafak da mütalaaya katılmadıklarını belirterek süre talep etti. Mahkeme heyeti, sanığa geçen celse son kez süre verildiği uyarısında bulunulmasına rağmen sanığın savunma hakkını kötüye kullandığı gerekçesiyle yeniden süre verilmesi talebini reddetti. Bunun üzerine tekrar söz verilen sanık Mustafa Koçak ve avukatı, süre taleplerini yinelediler. Sanık avukatı Ali Şafak, “Savunma hakkımız elimizden alınmıştır” diyerek süre talebini yineledi. Mahkeme heyeti, 22 Mayıs’ta savcının mütalaasını bildirdiğini, mütalaadan sonra üç celse daha süre verildiğini belirterek, dosyanın sürüncemede kalmaması için süre talebini bir kez daha reddetti. Daha sonra sanıklara, son sözleri soruldu. Tüm sanıklar, beraatlerini talep ettiler.
Mahkeme heyeti karar öncesi duruşmaya yaklaşık bir buçuk saatlik ara verdi. Aranın ardından kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanıklardan Murat Canım ve Mustafa Koçak’ı ayrı ayrı ‘Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs’ suçunu işledikleri sabit olduğu gerekçesiyle TCK 309/1. maddesi uyarınca ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldılar.
Sanıklar Mustafa Koçak ve Murat Canım, ‘Tasarlayarak ve kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kasten öldürmeye yardım’ suçundan 27 yıl hapis cezası, ‘Kamu görevi nedeniyle kişiyi hürriyetinden yoksun kılma’ suçundan 12 yıl hapis, 6136 sayılı kanuna muhalefet suçundan da üç yıl hapis ve 2 bin 700 TL adli para cezasına çarptırıldı. Sanıkların, ‘Silahlı terör örgütüne üye olmak’ suçundan ise ‘Anayasayı ihlal’ suçu içerisinde eridiğinden cezalandırılmalarına yer olmadığına hükmedildi. Sanıkların duruşmalardaki olumsuz tutum ve davranışları, olay nedeniyle pişmanlık duymamaları aleyhlerine değerlendirilerek cezada indirim uygulanmadı.
Sanık Cengiz Özel, ‘Silahlı terör örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etme’ suçundan 11 yıl üç ay hapis cezasına çarptırılırken sanık Mithat Öztürk aynı suçtan 10 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verildi.
Tutuksuz sanık Deniz Özel’e ise ‘Silahlı terör örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etme’ suçundan altı yıl hapis cezası verildi. Ayrıca sanığın sabit ikametgah sahibi olması nedeniyle hakkındaki ev hapsi kaldırıldı ve sanık hakkındaki yurt dışı çıkış yasağının devamına karar verildi.
Yakalamalı sanıklar Faruk Ereren, Hüseyin Fevzi Tekin, Mesut Demirel, Musa Aşoğlu, Nuri Eryüksel, Seher Demir, Şadi Naci Özpolat, Şerefettin Gül ve Zerrin Sarı’nın dosyasının ayrılmasına ve haklarındaki kırmızı bülten ile yakalama kararlarının da devamına hükmedildi.
Kararın okunmasının ardından sanıklar, “Sizi Allah’a havale ediyorum, adaletiniz yok. Baskılar bizi yıldıramaz” şeklinde sloganlar attı.