Gezi eylemleri sırasında Kabataş ‘yalanı’nı sahiplenmekte ısrar eden iktidara yakın medya, Firuzağa’daki ‘plakçı baskını’nın ardında da benzer bir ‘hikaye yakaladı’.
Gezi eylemleri sırasında Kabataş’ta başörtülü bir kadının ‘üzerleri çıplak, deri eldivenli’ göstericilerin saldırısına uğradığı ‘yalanı’, MOBESE görüntüleri ve polis raporuyla çürütülmüştü.
Sabah gazetesi, Cihangir’de dünyaca ünlü müzik grubu Radiohead için ‘Velvet Indieground Records’ isimli mekanda düzenlenen etkinliğe “Ramazan’da alkol tüketiliyor” gerekçesiyle düzenlenen saldırının aslında çocuklu bir kadına laf atıldığı için başladığını ileri sürdü.
Önceki gece yaşanan olayda çok sayıda kişi darp edilmiş, bir kişi de başına aldığı darbelerden ötürü yaralanmıştı. Saldırganlardan biri “Sizi içeride yakarız” diye etkinliğe katılanları tehdit etmişti. Bir saldırgan da “Kapat burayı kapat. Ramazanda utanmıyor musunuz lan! Seni öldürürüm!” diye ölüm tehdidinde bulunmuştu. O sırada şans eseri plakçıdan yapılan Periscope yayını olayın başından itibaren nasıl cereyan ettiğini gözler önüne sermişti.
Ancak iktidara yakın medya durumu kabullenmekte zorlandı.
Sabah’tan Nazif Karaman’ imzalı haberde, olayın video görüntülerinde bu iddiayı destekleyecek tek bir an olmamasına rağmen plakçı önünde toplanan kalabalığın mahallede ikamet eden çocuklu bir kadına laf atması üzerine çıktığı iddia edildi.
Meğer her şey böyle başlamış!
Sabah, ‘Her şey çocuklu kadına laf atmakla başladı!’ başlıklı haberinde, “Bir kısım basının ‘Ramazan’da alkol kullandılar diye saldırıya uğradılar’ diye lanse ettiği olayların mahallede ikamet edilen Z.B isimli genç kadına laf atılıp küfredilmesi ile başladığı öğrenildi. Emniyette alınan ifadeler gerçeği ortaya çıkardı” girizgahıyla Kabataş’ı aratmayacak bir haber yayınladı.
Z.B. isimli bir kadının 17 Haziran akşamı saat 18:30-19:00 sularında Tophane’de oturan annesinin evinden çıktığı sırada plakçının önünde hakarete uğradığını savunan Sabah, “Bu sırada kalabalıktan bir kişinin kendisine hakaret ve küfür ettiğini kaydeden Z.B., ‘Ne haliniz varsa görün’ diyerek olay yerinden ayrıldığını, olaya mahalle bakkalı ve bina görevlisinin de şahit olduğunu kaydetti. Evine geldiğini ve iftara gelen eşinin moralinin bozuk olduğunu fark edince kızının babasına olayı anlattığını, kendisinin de yaşadıklarını eşine söylemek zorunda kaldığını belirten Z.B,, ‘Eşim onları uyarmak için evden çıktı. Sonrasına şahit olamadım’ dedi” ifadelerini kullandı.
Küfür yemiş, içeri itilmiş, kimseyi de darp etmemiş
Sabah’a göre Z.B.’nin eşi D.B., durumu öğrenince ‘konuşmak üzere’ plakçıya gitti. Haberde, D.B.’nin emniyet ifadesinden alındığı iddia edilen bölümler şöyle anlatıldı: “Eşine yapılanların zoruna gittiğini ve konuşmak üzere söz konusu plakçıya gittiğini kaydeden D.B, plakçı önündeki insanlara eşinin yaşadıklarından bahsedince küfür ettiklerini, kendisinin de iş yeri sahibini sorduğunu, bu sırada içeri doğru itildiğini söyledi. İş yeri sahibini dışarıdaki manzarayı göstermek üzere plakçı önüne çıkardığını bu sırada ortalığın karıştığını anlatan D.B, ‘Ben plakçıya giderken kimseye haber vermedim ama mahallem olduğu için beni tanıyıp olay yerine gelenler olmuş olabilir. Tanıdık kimseyi görmedim. Kimseyi darp etmediğim gibi hakaret ve küfür de etmedim.“