Öncelikle cumhuriyet tarihinde örneği görülmemiş bir iktidar mücadelesi/savaşı yaşadığımızı hatırlatalım. Dolayısıyla çok şey fazlasıyla belirsiz. İkinci olarak, savaşın asıl nedeninin siyasi iktidarın gözünü toplumsal alana, bu bağlamda Gülen Cemaati’ne; Cemaat’in de gözünü siyasal alana, bu bağlamda iktidara dikmiş olması olduğunu vurgulayalım. Tarafların birbirlerini tamamıyla yok etmeleri asla mümkün olamayacağı için içlerinden en az birinin, diğerinin esas alanından çekilmesinin, bitirmese de, savaşın etkisini büyük ölçüde kırabileceğini düşünüyorum.
An itibarıyla güçler dengesine baktığımızda, siyasi iktidarın, daha doğrusu Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın toplumsal alanla ilgili emellerinden vazgeçmesini beklemek pek gerçekçi görünmüyor. Dolayısıyla geriye Cemaat’in devlet içindeki örgütlenme stratejisini terk etmesi kalıyor. Geçen yıl 17 Aralık’tan bu yana hükümet, devlet içindeki Cemaat yapılanmasına çok ağır darbeler indirdi, ama tasfiye edemedi. (Fuat Avni fenomeni bu noktada yeterli bir örnek olarak görülebilir.)