Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) üyesi Faruk Bildirici, başkanı eleştirdiği gerekçesiyle üyeliğinin düşürüldüğünü açıkladı.
Twitter’dan paylaşımlarda bulunan Bildirici, ‘RTÜK başkanının hukuksuz olarak üç yerden birden maaş almasına karşı çıktığı ve yanlışlarını eleştirip kamuoyuna duyurduğu için’ üyeliğinin düşürülmesinin teklif edildiğini kaydetmişti.
RTÜK üyesi, bunun RTÜK’ün 25 yıllık tarihinde bir ilk olduğunu belirterek Üst Kurul’un üyeliğinin düşürülmesini bugün görüştüğünü, salondan çıkarıldığını, kendisini CHP kontenjanından seçilen İlhan Taşçı’nın savunduğunu aktardı.
Bildirici, RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin’in üç farklı kurumda çalıştığını duyurmuştu. CHP Kahramanmaraş Milletvekili Ali Öztunç ise Şahin’in kurumlardan toplamda 60 bin lira maaş aldığını, bunun yasaya aykırı olduğunu söylemişti.
Bildirici’nin açıklaması şöyle: “İlk günden söylemiştim. RTÜK’te olup bitenleri bilmek bu ülkede yaşayan herkesin hakkı. RTÜK’ün şeffaf olması gerekli.
Bu düşünceden hareketle RTÜK üyesi olarak yaklaşık 3.5 aydır kurulun şeffaflaşması ve siyasi iktidarın arka bahçesi olmaktan kurtulması için mücadele ettim. Müzakerelerle ilgili gizlilik kuralına özen gösterdim ama kararlarla ilgili düşüncelerimi, karşı oylarımı, itiraz gerekçelerimi topluma açıklamaktan geri durmadım.
Üst kurul yönetimi bundan rahatsız oldu. Zira RTÜK, başkanlık sistemiyle yönetiliyor; Başkan, Üst Kurul’a danışmaya bile gerek duymadan birçok konuyu keyfine göre belirliyor. RTÜK’ün ne özerkliği var artık ne de bağımsızlığı.
RTÜK’te muhalif üyelerden istenen, eleştirilerini dışarı aktarmamaları, her şeyi içerde tutmaları. Ben böyle bir muhalif olmayınca da RTÜK içinde hareketim, ilgililerden en basit bir konuda bile bilgi almam ilk günden itibaren sınırlandı. Buna rağmen yılmadan çabalarımı sürdürdüm.
Dönüm noktası, Ebubekir Şahin’in RTÜK’ün yanısıra Basın İlan Kurumu ve Türksat’ın da yönetiminde olduğunu tespit etmemdi. Önce aldırmadılar, sonra da gündeme almayı reddederek bu hukuksuzluğun üzerini kapatmaya çalıştılar. Ben Şahin’in çekilmiş sayılması gerektiğini, müstafi duruma düştüğünü ve yönettiği toplantılardaki kararların kanunsuz olduğunu savundum, kararlara muhalefet şerhleri düştüm. Onunla da kalmayıp İdare Mahkemesi’nde dava açtım.
Şahin, hukuk mücadeleme dayanamadı ve benden kurtulmak için maalesef kuruldaki sayısal çoğunluğa dayanarak üyeliğimi düşürme yolunu seçti. Kendi hukuksuzluğunun üzerini örtmek için yine hukuk dışı bir yöntem uyguladı. Hiçbir somut gerekçe, hiçbir somut suçlama olmadan üyeliğimin düşürülmesi beni mücadelemden alıkoyamaz.
Ama üyeliğimin düşürülmesiyle, 25 yıllık RTÜK tarihinde bir ilk ve demokrasi açısından tehlikeli bir yol açıldı. Eleştirilerime tahammül edemeyenler benden sonra da beğenmedikleri, susturmak istedikleri üyeyi istedikleri zaman kuruldan atabilir. Artık beş-altı kişilik çoğunluğu elde eden taraf, diğerlerini kurulda barındırmayabilir. Meclis’in seçtiği üyeyi RTÜK’teki beş-altı kişi el kaldırıp kuruldan atamamalı.
Bu karara karşı da yine hukuk yoluna gideceğim. Umarım bu demokrasi darbesi yargıdan döner.”