Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ali Rıza Tümer, Rabia Naz’ın ‘yüksekten atlayıp düşerek hayatını kaybetmesinin kesinlikle mümkün olmadığını’, ölümün ‘trafik kazası nedeniyle olabileceğini’ söyledi. Adli Tıp Kurumu başkanı ve bur uzman ise Rabia Naz’ın son otopsi raporunu savunarak, ölümün ‘yüksekten düşmeden kaynaklandığını’ savundu.
11 yaşındaki Rabia Naz Vatan, 13 Nisan 2018’de evinin önünde yaralı halde bulunduktan sonra kaldırıldığı hastanede yaşamını yitirdi. Ölüm nedeninin tespiti için Adli Tıp Kurumu tarafından iki rapor hazırlandı. Raporlarda ölümün, genel beden travmasına bağlı kırık ve iç organ yaralanması sonucu meydana geldiği, yüksekten düşme ile uyumlu olduğu kaydedildi. Baba Şaban Vatan, intihar ettiği iddia edilen kızının intihar etmediğini, otomobil çarpması sonucu yaşamını yitirdiğini öne sürüyor. Dahası çocuğuna AKP’li Eynesil belediye başkanının yeğeninin kullandığı arabanın çarptığını, AKP İstanbul Miletvekili Nurettin Canikli’nin de devreye girerek kazanın örtbas edildiğini savunuyor.
TBMM’de kurulan Rabia Naz Vatan Başta Olmak Üzere Şüpheli Çocuk Ölümlerinin Araştırılması Komisyonu, Giresun’un Eynesil ilçesinde Rabia Naz Vatan’ın (11) şüpheli ölümüyle ilgili Adli Tıp Kurumu uzmanlarını dinledi.
Tümer, baba Şaban Vatan’ın talebi üzerine rapor hazırladıklarını belirterek Rabia Naz Vatan’ın vücudunun çeşitli bölgelerinde kemik kırıkları, bacak ve kollarında sıyrıklar ve iç kanaması bulunduğunu kaydetti. Tümer, Trabzon Hastanesi’nin otopsi raporunda da kendilerinin hazırladığı raporda da kırıkların önemli rol oynadığını söyledi.
Tümer, acile girdiği anda ölü olup olmadığı bilinmeyen Rabia Naz’a 45 dakika canlandırma işlemi yapıldığını, sürenin bu kadar uzun olmasının doktorların küçük bir kız çocuğunu yaşatmak için çaba göstermesinden kaynaklandığını, bu işlem nedeniyle de çocuğun vücudunda kanamalar ve lezyonlar oluştuğunu anlattı.
Yüksekten atlama ve trafik kazasında benzer kırıkların oluşabileceğini vurgulayan Tümer şöyle devam etti: “Omurilik bölgesinde kırıklar var. Çocuklarda omurilik kırıkları en fazla trafik kazalarında, ikinci olarak da yüksekten atlamada olur. Çocukluk çağında görünen lumbal kırıklar en çok trafik kazalarında olur. Ayaktaki kırıklar ise trafik kazalarında yüzde 10, yüksekten düşmelerde ise yüzde 3 oranında görülür. Bu olayda kemik kırıklarına bakarak ‘Bu bir trafik kazası mı, yüksekten düşme mi‘ ayrım yapamıyorum.”
‘Düşme’ ve atlama farklı; trafik kazası olabilir’
Adli tıpta ‘yüksekten düşme’ ve ‘yüksekten atlama’nın farklı terimler olduğunu vurgulayan Tümer şunları kaydetti: “Yüksekten atlama için enerji gerekir. Bu vaka kesinlikle yüksekten atlama değil. Apartmanın yüksekliği 17 metre. Olay yerinin fotoğraflarını gördüm. Düşüş sırasında kat edilen mesafe 6 metre. Serbest düşüş olamaz. Savcı, kendi yaptırdığı adli tahkikatta uzmana tespit ettirmiş. Çuvalla bunu tespit ettirmiş. Enerji gerekir, koşmak gerekir. Yükseklik ve atlama mesafesine ilişkin formüller var. Bunun için belirli bir hıza ulaşılması gerekir. Apartmanın maksimum genişliğini düşünerek hesapladık. 7 metreyi 2,2 saniyede koşması lazım. 70 kilogram ağırlığında 150 santimetre boyunda bir kız çocuğunun, tuğlaların bulunduğu ve üzerine uzatılan kiremitle büyütülen engeli de aşarak bu hızda koşması lazım. Bunun hayatın doğal akışına aykırı olduğu görüşüne vardık. Yüksekten atlama kesinlikle olamaz.”
Tümer, intihar vakalarının önemli iz bıraktığına işaret etti: “Hacettepe Üniversitesi olarak raporumuzda bu ölümün trafik kazası nedeniyle olabileceğini yazdık.”
Komisyona, trafik kazası simülasyonu izleten Tümer, Adli Tıp Kurumu uzmanlarının ölümün yüksekten düşme nedeniyle gerçekleştiği yönündeki raporunu eleştirerek söz konusu raporun gözden geçirilmesini önerdi. Tümer, Rabia Naz’ın bulunduğu olay yerinde adli fizik uzmanlarının değerlendirmelerde bulunması, olay yeri simülasyonu yapılması, Rabia Naz Vatan’ın bulunduğu anda üzerinde olan giysilerinin incelenmesi, olay tarihindeki ambulans ve devlet hastanesi doktorlarının ifadesi ile yapılan tetkik ve grafilerin incelenmesi gerektiğini kaydetti.
Milletvekillerinin sorularını da yanıtlayan Tümer, Rabia Naz’ın kaldırıldığı hastanede yapılan işlemler konusunda kimsenin bilgi sahibi olmadığını belirtti.
CHP Eskişehir Milletvekili Jale Nur Süllü’nün “Rabia Naz Vatan’ın mezarının açılarak incelenmesi, olayın oluş şekline ilişkin bir kanıya varmamızı sağlar mı?” sorusu üzerine de Tümer şunları söyledi: “Mezarın açılması çok büyük beklentilerle yapılan bir iş ve sonucunda da hiçbir şey çıkmayabilir. Ama Türkiye’nin gündemine oturmuş bu olayda yarın ‘Keşke yapılsaydı‘ dememek için açılabilir, inceleme yapılabilir. Bu, küçücük bir soru işaretine bile cevap verecekse yapılabilir. Buna savcı karar vermeli.”
‘O kırık bacakla sürünmesi mümkün değil’
Tümer, Rabia Naz’ın binadan atladıktan sonra 15 metre sürünerek bulunduğu yere geldiği yönündeki iddianın sorulması üzerine de “Yaralanmanın şiddetini ve kan miktarını bilirsek bunun cevabını veririz. Ama bu olayda bu yönde bulgular yok. Sürünme işlemi sırasında kollarını kullanabilir; ama bacaklarını o kırıklarla kullanamaz” dedi.
Hazırladıkları raporun bir uzman mütalaası olduğunu vurgulayan Tümer, bu nedenle sadece ölüm nedenine ilişkin görüş beyan ettiklerini, bunun dışındaki önerilere yer vermediklerini söyledi.
Adli Tıp Kurumu başkanı, ‘yüksekten düşme’yi savundu
Adli Tıp Kurumu Başkanı Doç. Dr. Yalçın Büyük ise Trabzon’da yapılan otopsinin iyi bir çalışma olduğunu ve patolojik bulguların tarif edildiği bu otopside, cinsel istismar bulgusuna rastlanmadığını kaydetti. Aynı otopside ateş düşürücü ve canlandırmada kullanılan ilaçlar dışında toksik madde olmadığının görüldüğünü anlatan Büyük, otopsi raporunda kırıklar nedeniyle ölümün gerçekleştiğinin belirtildiğini aktardı.
Büyük, savcı talebiyle konunun Adli Tıp Kurumu’nda ihtisas kurulunda ele alındığını ve Rabia Naz’ın vücudundaki bazı izlerin, canlandırmaya yönelik işlemler nedeniyle meydana geldiğine karar verildiğini bildirerek, kurulun yüksekten düşmeye bağlı spesifik bulgular olduğu, trafik kazasına bağlı bulgular olmadığı yönünde mütalaada bulunduğunu söyledi.
Adli Tıp Kurumu’ndan Prof. Dr. Mehmet Akif Kaygusuz da Rabia Naz’ın topuklarında kırıklar bulunduğunu, bu nedenle olayın yüksekten düşmeden kaynaklandığını düşündüğünü ifade etti.