Başkent Üniversitesi’nden Dr. Kıvılcım Romya Bilgin, ‘corona’ salgınından sonra yapay zekanın öneminin çok arttığını belirterek, Çin ve ABD’nin küresel liderliği elde etmek için giriştiği bu yarışın “Küresel teknolojik sömürgecilik çağını” açığa çıkaracağını söyledi.
Ankara SBF’den Doç. Özlem Kaygusuz ile Kısa Dalga’da ‘Dış Politika’da Kadınlar Diyor Ki’ serisinde yayınlanan ‘Uluslararası sistemde yeni bir denklem: Yapay zeka ve corona salgını’ başlıklı podcast’te, yapay zekanın 4. Sanayi Devrimi adı verilen çağı başlatmaktaki önemini vurgulayan Bilgin şu bilgileri verdi: “2017 yılından sonra ardı ardına Kanada, Çin, Japonya, İtalya, Hindistan, İtalya, Singapur, Güney Kore, Tayvan gibi ülkeler art arda yapay zeka strateji belgelerini yayınladı. Sadece güvenlik ve üretim bandında değil, orta ve uzun vadelerde hedef koyan raporlar bunlar. Reel bütçelerden ve reel hedeflerden bahsediliyor. Bazı ülkeler diğer ülkelere göre daha agresif politik pozisyon sergiliyor. Örneğin Kanada yapay zekaya yatırım yapma konusunda öncü.“
‘Yapay zeka ‘corona’yı öngördü’
“Kanada’da BlueDot isimli yapay zekayı kullanan bir firma, corona virüsü salgınını bir yıl önce öngörmüştü. BlueDot’un bu öngörüsünden sonra Kanada’nın kısmi de olsa bazı önlemler aldığını biliyoruz.
Bu durum yapay zekanın daha da ciddiye alınması gerektiğini gösterdi. Çin yapay zeka konusunda dünya lideri olmak için pozisyon alıyor. AB de yapay zekayı ciddiye alıyor. Ancak yapay zeka konusunda ülkeleri hazırlamaya çalışıyor ama bir yandan da kendi içinde rekabet var. Almanya ve Fransa yapay zeka teknolojileri konusunda birbirleriyle rekabet halinde.
‘Travmatik etkiler yaratabilir’
AB’nin yapay zeka konusundaki perspektifi diğer ülkelerden biraz daha farklı. AB’nin yapay zekayla ilgili stratejisi toplumsal hayat üzerinde yaratabileceği olumsuz etkiler konusunda öneren bir anlayışla hazırlanmış. Birlik, üye ülkeleri kendilerini hazırlama konusunda uyarıyor ama aynı zamanda ‘Sonuçları beklediğimizden farklı olabilir, travmatik etkiler yaratabilir, etik boyutunu atlamayın’ deniliyor.
Kenya, Afrika ülkeleri arasında yapay zekaya yatırım yapma konusunda örnek ülke.
‘Rusya geride kaldı’
Rusya yapay zeka konusunda ABD ve Çin’in arkasında kaldı. Putin, 2017 yılında ‘Yapay zeka konusunda liderliği elde eden bütün dünyada liderliği elde edebilir’ demişti ama Rusya bunu gerçekleştirmedi.
Yapay zeka teknolojileri konusunda en gelişmiş ve en çok yatırım yapan ülke ABD. ABD’nin avantajlarından bir tanesi de dünyadaki en değerli firmaların merkezlerinin ABD’de olması.
ABD bu firmaların temsilcileriyle bir araya geldi ve bu firmalardan destek alarak bir konsorsiyum oluşturdu.
‘Corona’ yapay zeka çalışmalarını artırdı’
Özellikle BlueDot’un pandemiyi yapay zeka kullanarak önceden öngörmesi, Covid-19 salgın yönetimi ve tıbbi mücadele konusunda bu teknolojinin kullanılmasının önemini artırdı.
Yapay zeka salgınından sonra stratejik bir konu olmaya başladı. Pandemiler de bir nevi güvenlik sorunu olmaya başladı. Farmakoloji bu konuda önemli bir sektör haline geldi. Stratejik değer haline döndü. Covid-19 salgınına en acil çözüm üreten ülkelerde aşı çalışmaları hükümetle çok yakın temas halinde yürütülüyor. Hükümet bu aşı çalışmalarındaki çıktıları elinde tutmak istiyor. Aşının ve ilaçların geliştirilmesinde stratejik pozisyon elde etmek için yapay zeka gerekiyor, çünkü yapay zeka dataları analiz etme başta olmak üzere çok büyük avantaj sağlıyor.
Trump yönetiminin aşı çalışmalarına etki etme girişimleri tartışıldı ama aynı şey Almanya ve Japonya’da da söz konusu oldu. Salgın, yapay zeka konusundaki çalışmalara yeni bir motivasyon sağladı.
‘Veri toplama süreçleri değişti’
Veri toplama konusunda süreçler değişti. Sosyal medyadan veri toplama, yüz tarama teknolojisindeki ihtiyaçlar değişti. Vücut sıcaklığından kimlerin hasta olduğunu anlayan algılayan yapay zeka teknolojileri değişti.
Aşı çalışmalarının geliştirilmesi konusunda robotik yapay zekaya ağırlık verildi. Bunun elbette sadece sağlık alanına değil diğer sektörlere de etkisi olacak. Yüz tanıma teknolojisinin hükümetler tarafından farklı amaçlarda kullanılması sürpriz olmayacak. İnsansız hava araçlarında ve ‘teröre’ karşı meskun mahal operasyonlarında yüz tanıma sistemlerinin kullanılması söz konusu olabilecek. Yani artık yapay zeka çatışmaların, operasyonların yürütülmesinde de etkileri olacak. En önemli etkilerden birinin de otomotiv sektöründe olması bekleniyor.
‘Küresel teknolojik sömürgecilik’
Bunun elbette bazı sonuçları olacak. En başta sektörlerin iş gücüne olan ihtiyacını değiştirecek. Çin’in yapay zekanın geliştirilmesine bu kadar hevesli olmasının bir nedeni de bu. Yakın dönemde ucuz iş gücünün robotlaşması halinde Çin’in ucuz iş gücüne ihtiyaç olmayacağı belirtiliyordu. Bu yüzden Çin’in yapay zekaya yatırım yapmasının önemli bir nedeni olduğu belirtiliyor.
Küresel teknolojik sömürgeciliğin ciddi şekilde açığa çıkacağı bir döneme giriyoruz.”
Podcast’in devamını linkten dinleyebilirsiniz.