Türkiye, bu konuda “efsanelerle” dolu. Kadına dair bugüne kadar neleri konuşmadık ki… Üç çocuk, kürtaj, tecavüz çocuğuna devlet bakar sapkınlıkları, ertesi gün hapı, tesettüre uygun hostes kıyafeti, kırmızı ruj, hamileyken sokağa çıkılmaması, gebelik testi yaptıran kadının kocasının aranması, okullarda kızlı erkekli oturulmaması…
Bunlar bu iktidar döneminde, bu iktidarın ileri gelenlerince dillendirildi, günlerce gündemde tutuldu. Bülent Arınç’ın son açıklamaları, kadına yönelik bu söylemlerin zirvesidir. Kadına yönelik şiddete dair kışkırtmadır, iffeti, ahlakı sadece kadına dair bir mesele gibi gösterip, ayakkabı kutularından saçılan, sıfırlanamayan paraları görüp “helal olsun size” diyen, iktidara “ak” kefenleriyle siper olanlara, abilerinden suça teşviktir. Çünkü cinselliği bastırılmış muhafazakâr eril dil böyledir, kadınlar, sokak ortalarında tecavüze uğrayabilir, tekme tokat dövülebilir, kurşunlanabilir, ev içi şiddete maruz kalabilir, işyerlerinde taciz edilebilir, yeter ki kahkaha sesi yükselmesin!