MERT YILDIZ
‘Reis’in Çin seyahati öncesinde bir yazı okudum. ‘Doğu Türkistan’da Uygur Türklerinin öldürülmesi Erdoğan’la Çin reisi Şi Jinping’in arasında soğuk rüzgarlar estirecek’ tarzı bir yazıydı.
‘Öyle mi acaba’ dedim kendi kendime. Bu dünyadan ruhen kopmuş, bu kadar güç elde etmiş liderler hakikaten böyle mi düşünür?
Tanımayanlar için önce ‘Çin reisi’ni biraz anlatayım. Tabii Çin’de kağıt üstünde komünist, gerçekte vahşi kapitalist bir sistem var. Seçim meçim yok ve her başa gelen ayrı bir diktatör ama bu Şi abi seleflerine göre biraz farklı. Bazıları kendisi için gerçek bir reformist diyor. Bazıları Mao’yı aratmayacak derecede radikal bir diktatör diyor. Kim ne derse desin bilinen bir gerçek var: Şi abi Çin Komünist Partisi’ndeki güç dağılımı sistemini değiştirip bütün gücü kendisinde toplamaya çalışıyor. Ha bu güçle reform mu yapar yoksa adam mı öldürür, onu göreceğiz.
Neyse lafı uzatmayayım. Şu soğuk rüzgar işini anlamak için Çinli bir arkadaşıma danıştım. Kendisi Şangay’da yaşar. Eski diplomattır ve konuya hakimdir.
Hemen, “Abi niye bizimkileri öldürüyorsunuz yaa, yazık değil mi” dedim. Dedi ki, “Kimi öldürüyoruz be, asıl siz niye bizim turistleri dövüyorsunuz.”.
Dedim, “Bak, bi kere biz sizinkileri değil, Korelileri dövüyoruz. Ayrıca siz başlattınız bizim Uygur Türklerini öldürerek.”
“Ha” dedi, “şimdi anladım. Şu teröristlerden bahsediyorsun. Evet öldürülmüş olabilir birkaçı ama onlar aşırı İslamcı teröristerlerdi, bomba patlacaklarmış.”
“Yok abi. Bildiğin soykırım var, öyle birkaç değil” dedim.
Bir sessizlik oldu. İkimiz de anladık durumu. Bizim kadar olmasın, Çin’de de medya olayları çarptırıyordu. Çin’de yaşayanların ülkenin batısında olanlardan haberi yoktu. Saldırdığımız turistler Çinli bile olsa neden saldırıldıklarını bilmeyeceklerdi çünkü ülkelerindeki medya Doğu Türkistan’da olan olayları yayınlamıyordu.
Aslında biz de bilmiyoruz tam neler olduğunu Doğu Türkistan’da. Ama Çin örneği bağımsız medyanın önemini net bir şekilde gözler önüne seriyor.
Soruyorum bugün Suruç’ta medyayı karatanlara, nasıl oluyormuş bir başka ülkenin medyası gerçekleri yanstımayınca? Peki ya bir gün sıra size gelirse? Gün gelip devran dönerse ve siz iktidarda olmazsanız sesinizi duyuramamak nasıl olacak bilecek misiniz? Merak ediyorsanız Uygur Türklerine bir sorun.
Sohbetin kalanında tadımız kaçmış bir şekilde Çin’de Uygur Türklerinin durumunu konuştuk. Çok hassas bir konuymuş. Bir kere kimse onları Türklerle bağdaştırmıyormuş. Han Çinlileri Uygurları Müslüman Çinli olarak görüyormuş.
Azınlık oldukları için pek çok yerde ayrıcalıklı muamele görüyorlarmış. Örneğin Çin çapında her üniversite kafeteryasında domuzsuz menü sunulmak zorundaymış. Çalışmayanlar için işsizlik maaşları daha yüksekmiş.
Son dönemde hakikaten aşırı dindar bir kesim oluşmuş. İŞİD’e katılan pek çok genç olmuş. Özellikle gençler arasında ciddi bir radikalleşme eğilimi varmış.
Son olarak Uygurların yaşadıkları yerde önemli miktarda aliminyum madeni bulunmuş. Devletin bu bölgede yatırımları çok artmış ve hatta bölgeye dışarı eyaletlerden göç bile başlamış.
Hepsini alt alta koyup toplayınca Çinlilerin neden bu azınlığı öldürmek istediğini anlayamadım. Arkadaşım, “Son dönemde protestolar artmıştı” dedi. Belki protestoları bastırmak içindi.
Kim bilir? Zaten sorun da bu değil mi? Belki Şi Jinping bilir. Belki Erdoğan bilir. Hakan Fidan bilir. Ama biz sıradan vatandaşlar bilemeyiz.
Hatırlar mısınız bize ortaokulda öğretirlerdi. 15. yüzyıldan itibaren Batı medeniyetinin gelişip bizim yerimizde saymamızın en büyük sebeplerinden biri matbaaydı. Matbaanın Çin’den Avrupa’ya getirilmesi bilginin Avrupa’da kolayca yayılmasına, halkın aydınlanmasına sebep oldu. Matbaayla ilim de bölünerek çoğaldı. Sonunda Avrupa aldı başını gitti.
Biz ona saldırdık, buna saldırdık ama olmadı. Sonunda cihan imparatorluğundan ulus devletine geriledik.
Bugün interneti ve sosyal medyayı yasaklayanlar o günün matbaasını yasaklayanlardan çok farklı değil. Bireyler farklı olmadığı gibi sonuç da farklı olmayacaktır. Özgür olanlar ilerler, baskıcıları himayesine alır.
Tarih tekerrürden ibarettir.