İstanbul’da 16/9 adında uzun uzun kuleler yapıldı. Binalar arşı öyle bir deldi ki İstanbul’un meşhur tarihi silueti yerle yeksan.
Ecdat diye sayıklayan bir siyasi hareket için kabul edilemez bir vaziyet. Saray, cami, Osmanlı, ecdat dinlemeden şehre saplanmış pek berbat üç bina.
Binaların dikildiği arazi TMSF’deydi. TMSF biliyorsunuz Erdoğan’ın yakınlarına gazete, televizyon ve arsa vermesiyle meşhur bir kurumumuzdur. Haliyle araziyi Erdoğan’ın lise arkadaşı Mesut Toprak’a verdi.
Ancak bir sorun vardı. İzin sadece altı kat içindi. İstanbul’u 1994’ten beri bilfiil yöneten Erdoğan’ın İstanbul Büyükşehir Belediyesi hemen izni 36 kata çıkardı. Bunun üzerine dikiliverdi kuleler. Arsayı Başbakan’ın TMSF’si Başbakan’ın arkadaşına vermişti. Başbakan’ın belediyesi de o arkadaşın cebine “yüksel ki yerin bu yer değildir” iznini koyuvermişti.
Sonra gazetelerde binaların ecdat siluetini yarıp geçtiğinin fotoğrafları çıktı. Yumuşak tabiatlı Erdoğan üzülmüştü. Bir yanda lise arkadaşı öte yanda ecdat, hatta kendi deyişiyle mesela “Abdülmecid dedemiz”.
O sebeple şu açıklamayı yaptı: “Sahibiyle konuştum. Tıraşlayın dedim. Ama hiçbir şey yapmadılar. O yüzden çok kırıldım, 5 yıldır konuşmuyorum.”
Ne demişti Erdoğan, “Yapılan her binadan benim haberimin olması mümkün değil. Yıldızları da sayamam ki”.
Herkes elini vicdanına koysun, alsın önüne bir Erdoğan fotoğrafı, kıyamam diyerek milletin adamının yanağını okşasın.
Bunca ihanete uğramış birine en azından bu kadarını borçluyuz.