Türkiye otobanda ters şeride girmiş son sürat giden bir araba gibi. Aynen o fıkrada olduğu gibi, bizim arabanın şoförü de, karşıdan gelenlerin tamamının yanlış şeritte araç kullandıklarını ve hatta bunun kendisine karşı yapılmış bir komplo olduğunu söylüyor. Yani, acaba ben arabayı ters yöne doğru sürüyor olabilir miyim diye sormak bizim şoförün aklına hiçbir şekilde gelmiyor.
14 Aralık gözaltılarından sonra Avrupa Birliği’nden çok sür’atle tepki gelince, bu durum Erdoğan’ın dikkatini çekti. “Tatil gününde açıklama yapıyorlar, ne kadar hassaslar” dedi. Hâlbuki AB son yıllarda giderek dozu artan bir sertlikle Türkiye’yi demokrasi ve ifade hürriyeti konusunda uyarıyordu.
Uzun süredir Türkiye’nin nasıl otoriterleştiğini gözlemledikleri için, 14 Aralık’ı da muhtemelen, basını “ham yapmak” için atılmış bir adım olarak gördüler ve alışılmış olandan daha sür’atle bir tepki verdiler.
Bu uluslararası otobanda Türkiye’nin üzerine doğru gelen sadece AB kamyonu değil ki… Açın Avrupa ve Amerika gazetelerine bakın, neredeyse her gün, Türkiye ile ilgili onlarca haber ve yorum bulacaksınız; ama bunların bir tanesinde bile insan hakları ve demokrasi açısından olumlu bir şey okuyamayacaksınız.
Batı’da Türkiye ve Erdoğan algısının muazzam bir şekilde negatife kaydığı çok net bir şekilde görünüyor.